Başarıya giden yol, çoğu zaman inişli çıkışlıdır. Ancak bu yolculuk, sadece dış etkenlerden değil, bazen de çevremizdeki insanların tutumlarından etkilenebilir. Bu durum, “Yengeç Sendromu” olarak bilinen psikolojik bir fenomen ile açıklanabilir.

Yengeç sendromu, adını; bir kovaya konulan yengeçlerden birinin bu kovadan kaçmaya çalışırken diğer yengeçlerin onu geri çekmesinden alır. Bir yengeç kovanın kenarına ulaşıp kaçmaya çalıştığında, diğer yengeçler onu geri çeker. Bu durum, insanların birbirlerinin başarılarını kıskanıp engellemeye çalışmalarıyla benzerlik gösterir. Özellikle başarıya ulaşan bireyler, çevrelerindeki kişiler tarafından bazen bilinçli, bazen bilinçsiz olarak engellenmeye çalışılır.

Başarılı insanların, özellikle iş dünyasında, spor dünyasında, eğitimde veya sanatta tanınan bireylerin hayatlarında yengeç sendromunun etkileri sıklıkla görülebilir. Örneğin, bir işyerinde terfi alan bir çalışan, bazı meslektaşları tarafından desteklenmek yerine kıskanılabilir ve bu kıskançlık sonucunda düşmanca tavırlarla karşılaşabilir.

Bu tür durumlar sadece profesyonel hayatta değil, kişisel hayatta da görülür. Örneğin, bir girişimci büyük bir projeyi başarıyla tamamladığında, bazen en yakın arkadaşları bile bu başarıyı desteklemek yerine onun başarısız olmasını bekleyebilir. Bu, bireyin moralini bozabilir ve motivasyonunu düşürebilir.

Başarılı bireyler için yengeç sendromunun üstesinden gelmek, kendi psikolojik dayanıklılıklarını güçlendirmek ve doğru destek sistemlerini oluşturmakla mümkündür. İşte bazı stratejiler:

1. Pozitif Destek Çevresi Oluşturma: Başarılı insanlar, kendilerini motive eden ve destekleyen bir çevre oluşturmalıdır. Pozitif ve yapıcı eleştiriler sunan arkadaşlar ve mentörler, başarı yolunda önemli bir rol oynar.

2. Kendine Güven: Kendi yeteneklerine ve başarılarına güvenmek, dışarıdan gelen olumsuz etkileri minimize edebilir. Başarılı bireyler, kendi değerlerini bilir ve dışarıdan gelen kıskançlık veya eleştirilerle başa çıkabilir.

3. Olumlu Bakış Açısı:

Negatif yorumları veya davranışları kişisel olarak almamak, başarılı insanların motivasyonlarını korumalarına yardımcı olabilir. Olumsuzlukları bir öğrenme fırsatı olarak görmek, gelişimi destekler.

Sonuç

Yengeç sendromu, başarıya ulaşan insanların karşılaşabileceği zorlu bir durumdur. Ancak, doğru stratejilerle bu sendromun üstesinden gelmek ve başarı yolunda ilerlemek mümkündür. Başarılı bireyler, kendilerine inanmaya devam ettikçe ve destekleyici bir çevreyle çalıştıkça, yengeç sendromunun olumsuz etkilerinden korunabilirler.

Özellikle bizim gibi kültürel, milli ve manevi kodlarının yeterince farkında olmayan ve bu kodları gereği gibi sahiplenemeyen toplumlarda insanlar enerjilerini başarılı olmak için harcamak yerine, başkalarının başarılarını engellemek için harcadıklarından “yengeç sendromu”nun etkilerini tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmamaktadır.

Öncelikle siyasi hayatta, fikir hayatında ve eğitim dünyasından çokça görülen bu engellemeler, “taşını öğüten değirmen” gibi toplumu ilerleme yolundan hep geriye çekerek zayıflatmaktadır. Genellikle geri kalmış ülkelerin “sosyal hastalığı” olarak bilinen “yengeç sendromu”nun etkileri; kalkınmış, medeni ve müreffeh ülkelerde görülmemektedir.

Rekabeti, başarıyı engellemede değil, daha başarılı olmak için yaparsak, “yengeç sendromu”nun olumsuz etkilerini ortadan kaldırabiliriz.