Bizim medeniyetimizin temellerinde Vakıfların önemli bir yeri vardır. Fakir fukaranın, garip gurabanın asırlarca sahipliğini yapan bu muhteşem kurumlarımızın kurucularının da, vakıflarının nasıl işletileceğine dair vakıf sözleşmeleri vardır. Bu sözleşmelerde vakıfları işletenler ve vakıfların mallarını kullananlar için ağır manevi yükümlülükler bulunmaktadır. Bunun için, haksız olarak vakıf mallarına tamah edenler iflah olmazlar inancı halk arasında etkin ve yaygındır. Hafta sonuna doğru Trabzon basınında vakıflar ile ilgili çıkan yazılar ve haberler dikkatimi çekti. Vakıflara ait Trabzon ve çevre illerdeki dükkân sahipleri, işlettikleri dükkânlarına 2025 yılı için yapılacak kira zammının enflasyona göre değil de, % 360 olarak gerçekleşeceğinden şikâyet ediyorlardı. Bununla da kalmayıp durumu her zaman olduğu gibi en yüksek yetkililere, oradan da siyasilere kadar ulaşabildikleri her yere ilettiklerini söylüyorlardı. Vatandaşlarımızın haksızlığa uğratılmasını elbette hiç birimiz tasvip edemeyiz. Ancak ayni zamanda bu vatandaşlarımızın da; geliri milletimizin bütününe ait olan vakıf malı dükkânlarının kira ödemelerinde haksız kazanç sahibi olmalarını da arzu etmeyiz.
Şimdi gelelim işin gerçeğine; Kunduracılar’da ve Semerciler’de vakıflara ait dükkânların devredilmesi durumunda alınan “hava parasının” 1-2 kilogram altın miktarında olduğunu herkes biliyor. Yani dükkân fiyatına hava parası ödenen dükkânların, günün gerisinde kalmış kiralarını, “yeter artık” diyerek ve kullanıcılarını da manevi sorumluluklarından kurtarmak için yapılan kira artışları, vicdani bir terazide tartılırsa görülecektir ki, günün şartlarına ve dükkânların değerlerine göre yine de yetersizdir. Çünkü bu artış 2025 yılı için yani bir yıl devam edecek, yıl içinde başka da artış yapılmayacaktır. Yılsonuna kadar şikâyet edilen bu kiraların çok yetersiz kalacağı görülen bir gerçektir. Kaldı ki kimse alınmasın ama vakıf dükkânlarını kullanan esnafımıza denilse ki; tamam kardeşim, siz kiraları çok buluyorsanız, bir yıl kira ödemeden dükkanları kullanın ancak yıl sonunda hiçbir hak talep etmeden (hava parası dahil) dükkanları boşaltın, hiç kimse dükkanını boşaltmaz. O zaman, zamanında bir şekilde çok uygun şartlarda kiraladıkları dükkânları yıllarca bu düşük kiralarla işletenler, bu gün günün şartlarına yakın kira güncellemelerinden şikâyetçi olmaya hakları olmamaktadır. Bu işin Allah indinde manevi sorumluluğunu hiç mi düşünmezler!
Kaldı ki, Gümüşhane, Rize, Artvin, Giresun gibi civar illerde birden fazla dükkâna sahip olan kişiler olduğunu biliyoruz. Oğluna, yakınına almış kullanıyor. En küçük bir kira artışında bile Allah’tan korkmadan; hemen Bakana, Genel Müdüre ulaşmak alışkanlık haline getirilmiş. Yetkililerden bu gibi menfaatperestlerin haksız şikâyetlerine değer vermemelerini bekliyoruz. Hatta birden fazla vakıf dükkânı işletenlerin sözleşmelerinin de acilen iptalini bekliyoruz.
Yavuz Sultan Selim’in ve Kanuni Sultan Süleyman’ın Vakıf sözleşmelerini okusalar, bu kişiler kendilerini manevi sorumluluktan kurtaracak olan bu uygulama için bölge müdürüne teşekkür etmeleri gerekir.
Konunun bir diğer yönü de şudur; Türkiye’de bulunan 25 Vakıflar Bölge Müdürlüğünden, kira gelirleri en az oranda arttırılan Bölge Trabzon olmuştur. Ama ne ilginçtir ki; kira artışlarına en fazla ses yükselten esnaf da Trabzon’dan. Onca mülkü olan Trabzon Vakıflar Müdürlüğünün yıllık kira geliri sadece 25 milyon TL civarındadır. Buna karşılık; Orta öğretim öğrencileri, üniversite öğrencileri, ihtiyaçlı insanlara muhtaçlık maaşı, ihtiyaçlı ailelere gıda kolisi ve başarılı hafızlara her ay olmak üzere aylık 3 milyona yakın yardım yapan Trabzon Vakıflar Bölge Müdürlüğünün kira gelirleri, vakıf amacına uygun sosyal ve insani yardımları yapmaya bile yetmemektedir. Kaldı ki; Vakıflar Bölge Müdürlüğünün bu harcamalarının dışında, çok daha fazla ödeme yaptığı, cami, köprü, han, bedesten gibi “kültür ve sanat eserlerini” tadilat ve restorasyon gibi harcamaları vardır. Kadim kültürümüzü günümüze taşıyan bu eserlerin tamirat ve tadilatı en az hayır yardımları kadar önemlidir.
Hala 900-1000 TL’den Vakıf dükkânları için kira ödeyenler, kira miktarından değil de, artış oranından bahsediyorsa bu insaflı bir yaklaşım değildir. Yukarıdaki gerçekler ışığında, her türlü yanlış söylem ve aleyhinde yapılacak propagandalara rağmen Vakıf mallarını, vakıf senedindeki hükümlere göre korumak için hareket eden yöneticileri ve özellikle de bu konuda ön alan ve hiçbir şahsi çıkarı bulunmayan ve hatta menfaatlerine dokunulan çevrelerce itham edilen ve edilecek olan, Trabzon Vakıflar Bölge Müdürünü tebrik ediyor, Allah razı olsun diyorum.
Yetimin ve fakirin hakkını yemeyelim, yedirmeyelim dostlar.