geçmişten günümüze yaptığı yolculuk hiç de kolay olmadı
herkese aynı tınıyı veremese de kolay değil dergi çıkarmak dağıtmak dönüştürmek
*
yaşaması için gerek abonesinin çokça olması ve de gerekse en azından sponsor bulması ya da reklam alması gerekir
*
geçmişte istanbul ya da ankara merkezli dergiler nüfusa göre daha revaçtaydı
taşra dergileri kendilerine mahsus özellikler taşımış olsa da tek tüktü
onların da birkaçı kendi yağlarıyla kavrulup ayakta durabiliyordu
şimdilerde çoğu dergi dirsek temas aralığında yayım hayatlarını sürdürmektedir
bu da onları kendi eksenlerinde dönüp duran dolap beygiri havasında göstermekte
*
zamanla iletişim olanaklarının artmasıyla birçok dergi dijital ortamda basıldığından yüzlerlercesini buldu
ancak büyük kentlerde çıkartılan dergiler her zaman kitap basımı gibi ince elekten geçirilip sık dokunurken taşra dergilerinden birkaçı mutfağında biraz daha fazla titiz davranarak kotarılmaya çalışıldı
herkesin şiiri ya da öyküsü röportajı yayımlanamazdı
bu da zamanla evrilir çevrildi
*
sonrasında olan oldu
her dergi kendi yaşam kaygısı içerisine düşerek
olur olmaz her yazıyı paylaşma sevdasına kapıldı
bu da o dergiyi gittikçe nicelikten çok niteliksizliğe dönüştürdü
*
istanbul merkezli çıkan dergilerin her biri aynı çukura düşerek kirlenmeye başladı
denetimsiz ve düzeltisiz çıkmaya başladı
ağızlarına geleni esirgemeyip anlamsız saçma sapan yazılara yöneldiler
gerek intihal gibi çalma çırpma ve de gerekse herhangi bir önemli yazarın olmayan şiirinin altına o şahsın adını yazmaktan bir nebze imtina etmediler
bu durumda sanki her okur;
yazımı doğrulatmak için ansiklopediler bulundurmak zorundaymış gibi bir algı oluştu
herkes her şeyi fütursuzca kullanır oldu
herkes her sözü utanmadan sıkılmadan sarf eder oldu
bilinçli yapılan bu yanlışlar ayyuka çıktı hiç kimse de kılını kıpırdatmadı
sosyal medyada hiç kimsenin gözünden kaçmasa da bu durum
bazı kişiler zamanla bu durumu kanıksar oldu
bir iki özürle işi savsaklayıp kapatma yoluna gittiler
bu da dijital çağın kapitalizm adındaki kirlenme mevsimi olup yılın üç yüz altmış beş gün altı saatini kapsamaktadır
ne diyelim kol kırılıp yen içinde kalsa da olan okura oluyor
*
dip not:
pek kolay değişmeyecek olsa da bu kötürüm durum ben yıllardır bir iki dergiden başka almıyorum
hatta ve hatta reklamına kadar okuduğum ‘cumhuriyet’ gastesini de sadece kitap eki verdiği perşembe günleri alıyorum
onun içinde bile yapılan yanlışları görünce dayanamıyorum
..