Bir bayram daha hasret kucaklamaları ve tatiller ile bitti.
Yaz bitti, turizmciler dünyanın ve Türkiye’nin her yerinde sezon sonu hazırlıklarını yaparken dünya ve Türkiye konjonktürünün nasıl bir 2017 sezonu getireceğini şimdiden merak ediyorlar.
Doğu Karadeniz gibi yeşil, gurbetçilerimizin çok olduğu ve son yıllarda bir ortak yanımızın daha oluştuğu Yalova şehrimize kısaca bir uğrayalım.
Türkiye’de Arap turizmini kimse bilmezken -İstanbul dahil- Yalovalılar; Arapların alışveriş, yaşam, seyahat vb. kültürlerini çoktan tanıyor ve biliyordu. 
Arap turistlerin 50 yılda Yalova’da bıraktığı en önemli miras, arsa ve konut fiyatlarının, yani emlak fiyatlarının yüksekliğidir. Başka? Dışarıda biraz yemek, esnaftan biraz alışveriş ve sezondan sezona dalgalı gelip gitmeler..
Ne yazık ki aynı Yalova hatası Trabzon için de gerçek oluyor. Hatta Doğu Karadeniz illerinin komşu yöneticileri de bu yüksek emlak piyasasını şehirlerinde nasıl oluşturacaklarının derdine düşmüş gibi pastadan pay almak için yarışa tutuşmuşlar.
Trabzon Valiliği ve DOKA Kalkınma Ajansı’nın basına servis ettiği haberlere baktığımızda gördüğümüz turizm haberi “Vali ile Katar emlak zenginlerinden oluşan heyetler görüştü ve otel yapılması kararı alındı.” Yerlerimiz bu kadar ucuz olmamalı!
“Araba kiralama, lokantada yemek yeme, araba ile yaylayı gör ve konakla”, tek başına turizm konusunda iddialı olmak için yeterli değildir. Bu işler her turizm hareketinde ilk geliştirilmesi ve korunması en temel işler.
Ülkene gelen bir turistle sohbet edemiyorsan veya turist seninle sohbet edemiyorsa bir yerde eksiklik var. Yolda birbirine gülümsemeden, hoş geldin demeden geçiliyor; bir eksiklik yok mu? Trabzon’da Katarlı bir aile ile bir bankta oturup veya Meydan Parkı’nda dünyayı, Türkiye’yi ve Türkiye-Katar ilişkilerini konuşamıyorsam eksiklik yok mu?
Aynı turistler -Trabzon’a gelen aynı turistler- İtalya Milan’a, İspanya Barselona’ya gittiklerinde oranın kültürünün içine girerken; bizde biz gibi yaşamayı tercih etmiyorlar.
Trabzon’da yapılan turizm çalıştaylarına katılan değerli yöneticilere ve işadamlarına naçizane bir önerim var. Hepimizin en az bir kuzeninin olduğu Yalova ve Arap turizmi sürecini ve şimdi geldiği noktayı inceleyiniz.
Trabzon’a Araplar, Almanlar, Yunanlılar, Amerikalılar, Fransızlar, İsrailliler, Arjantinliler getirmeyi başarmalıyız. Soralım? Trabzon’da 1 milyon Arap turistin gelmesi mi daha iyi? Trabzon’a 10 milleten yine toplamda 1 milyon turistin gelmesi mi daha iyi?
Yol, içme suyu, dinlence yeri, kültür inşası, kültür değerini koruma, tarihi dokuyu koruma, kanalizasyon gibi projeler bir yere otel yapmaktan çok daha kıymetli.
Konut satmak, emlak piyasasını yükseltmek, arsa satmak maalesef turizm değil.
Köylerimizde, yaylalarımızda yürüyüşlerin yapıldığı, ilçelerimizde küçük otellerin oluştuğu, ilçelerimizdeki esnafların da turistlere bir şeyler sattığı bir çalışmayı hayal etmeye devam edelim.