Soru: Trabzon’da ne oluyor öyle? Cevap: Ya işte, münferit olaylar her yerde var. Gene soru: Trabzon’da gene ne oldu öyle? Cevap: Toplumun yapısı ve şehir değişti. Yani cevaplar günden güne değişiyor.
Ünlü seyyahlar memleketim Trabzon’u överken yere göğe sığdıramıyor. Benim için en güzeli Rus Tarihçi Aleksandr Aleksandroviç Vasilyev’in söylediği: “Trebizond’un cazibesi hayallerimde güçlü bir yere sahip olmuştur.” Seyyahların hayallerini süsleyen ve cazibesine kapılan şehri biz ve yöneticiler ne hale getirdik.
Din adamı rahip Trabzon’da öldürüldü, Dink cinayetini hiç konuşmaya gerek yok. Trabzon Limanı’na yanaşmak isteyen gemiyi de birileri taşlattırmıştı.
Yetmedi, Ayasofya Müzesi’ni camiye dönüştürdünüz, ne olurdu müze olarak kalsaydı. “Bizim saygımız var; müze olarak kalmasını istiyoruz” deseydiniz; memleketim Trabzon’un hoşgörüsü arttırırdınız. Ama siz nasıl olsa burada yaşamıyorsunuz, bizim şehrin hoşgörüsünden, içerisinde artan tansiyondan ve işsizlik basıncından size ne tabii. Yereldeki politikacı ve karar vericiler fikirlerinize karşı gelse bile, zaten size karşı gelme şansı yok. “Olmaz efendim, burası müze kalsa daha iyi olurdu” dese oooo! “bize karşı geldi” olacak. Bugün Trabzon’da artan bir tansiyon varsa bunun bir sebebi de bu kararı ve benzer kararları aldıranlardır. Hoşgörü tesis etmek yerine gerilim tesis edildi.
Artvin’de silahsız, demokratik hakkını kullananlara ‘bakır üretiminin artırılmasının önündeki tüm engellerin kafasının koparılacağı’ deklere edilirken; şehrin merkezinde patlayan silahla yaralanan vatandaşlar için neden bir doyurucu açıklama yok?
Başta şehri yönetenler ailesiyle şehrin her yerinde- sokağında, parkında, kafesinde, gündüzünde ve gecesinde- olmalı, buralarda sizi gören biz halk kendimizi huzur içinde hissederiz. Sizinle yan yana oturunca bize bir güven gelir, hatta broşür dağıtmak isteyen “bir tane de size takdim edeyim” der. Siz de hayırlı olsun diyerek, bol kazançlar dilersiniz. Sizi gören tansiyonu ve asabiyeti yüksek olanlar gaz yerine frene basar.
Yanınızda bir koruma ordusu olmadan, hatta mümkün olduğunca takım elbisenizi çıkararak; normal bir vatandaş gibi şehirde dolaşmak o kadar mı zor? Çok işiniz var, açılışlar, imzalar, toplantılar. Hayır, hayır! Hiçbir toplantı, açılış, imza vb. Trabzon’un artan tansiyonunu düşürmekten daha önemli olamaz. Sizin baş işiniz şehrin basıncını, tansiyonu dengelemeniz ve kente huzur getirmenizdir.
Hatırlar mısınız? Türkiye’de hala bir Gaffar Okkan konuşuluyorsa en önemli sebebi Diyarbakır’da halkın içine sade bir vatandaş olarak girmesiydi.
Siz bunu yaparsanız, merak etmeyin ardınızdan hemen aydınlar, STK temsilcileri ve halk gelecek. Ama sizin gitmediğiniz yerlere aydınlar da gitmeyecek ve bu huzursuz işler günden güne artacak..
Trabzon ilinin birinci çemberinde sık sık silahlar patlıyorsa burada görevlilerin görevini tam yapamadığı durumu ortaya çıkmaz mı? Adaleti ve huzuru elinizdeki erk ile biz vatandaşlar değil siz tesis edeceksiniz.
Değişik ajandalar şehri ateşlemek isteyebilir, ama buna engel olacak ve önleyecek olan sizlersiniz. Sizin daha iyi bir çözümünüz varsa biz bunu da hazırız.