Ortahisar Belediyesinin Hasan İzzettin Dinamo anısına düzenlediği ve üç gün süren etkinlikler sona erdi. “Ortahisar Yazar Buluşmaları” adı altında gelenekselleşmesi öngörülen etkinlikler, her yıl farklı bir yazarın anısına düzenlenecek. Öncelikle kültür-sanat etkinliklerine, söyleşi ve imza günlerine önayak olup, bu kentin yazın dünyasının sesine de kulak/değer verip elbirliği ile güzellik üretmeye çalışan Ortahisar Belediye Başkanı sayın Ahmet Kaya’ya ve ekibine teşekkür etmeliyim, bir kültür-sanat insanı olarak. Bir teşekkür de büyük özveri ile destek veren Çağdaş Yazarlar ve Sanatçılar Derneği üyesi arkadaşlara.

        Elliye yakın yazarın katıldığı etkinliklerde söyleşiler ve imza günleri vardı. Kitapseverler il dışından gelen konuklarla tanışıp söyleşirken, bu kentte yaşayan yazarlarla da daha yakından görüşmek ve kaynaşmak şansına ulaştılar. Yazın dünyasına adım atmak, duygu ve düşüncelerini yazıya dökmek isteği olan özellikle gençlerin bir adım öne çıkmalarına fırsat verir bu tür birliktelikler.

        Etkinliğin ikinci gününde bir grup ortaokul öğrencisinin Türkçe öğretmenleri rehberliğinde imza masama yaklaşıp sorular yöneltmesi, imza istemeleri, beni mutlu etmenin çok ötesinde anlam taşıyordu, benim için. Beyinlerinde çakan şimşeği gözlerinden görüyordum o çocukların! Kimlik-kişilik gelişiminin o dakikalarda büyük bir hızla yol aldığını duyumsadım. Büyümüşte küçülmüş çocukları gördüm karşımda! Eminim, eve/okula dönüşlerinde kitaplara ve kaleme daha sıkı sarılacaklardır!

         Her etkinlikte olduğu gibi bu üç gün boyunca da kimi aksaklık ve eksiklikler kuşkusuz olmuştur. Bunları öne çıkarıp eleştiri hanesini büyütmek amacında değilim. Ancak daha güzel etkinlikler için bir değerlendirmenin doğru olacağını düşünüyorum. Aslında Trabzon’da kültür-sanat-yazın alanında yapılan ya da yapılacak olan etkinliklere katkı vermek, dostça öneride bulunmak, yapıcı eleştiri, öteden beri benim ilkesel bir yaklaşımım olmuştur. Bu tutumuma ilişkin yazılarım hala kendi sitemde durmakta. Bunlardan en az üç tanesi son altı ay içerisinde yapılan etkinliklere ilişkindir. Örneğin “Okullar Açılıyor Sorunlar/Sancı Büyük” -2 Eylül 2024-, “14. Trabzon Uluslararası Sanat Günleri ve Düşündürdükleri” -11 Haziran 2024- ve “Halkçı/Kamucu Belediyecilik Kendini Dayattı” -9 Nisan 2024 Tarihli yazılarım benzer önerilerin yapıldığı, katkı amaçlı yazılardır.

         Bu yazı ile de amacım aynı. Daha doğrusu kültür sanat ve yazına ilişkin olumluluk çoğalsın, dalga dalga bütün topluma yayılsın “güzellik”, derdim bu… Bunca vandallığın, çoraklığın, kokuşmuşluğun, çürümüşlüğün üstesinden gelmek, yeni güzelliklere sanat ile yazın ile yelken açmak …

          Öncelikle üç gün için planlanan etkinlikler konuklara da izleyenlere de yetmedi diye düşünüyorum. Çok yoğun programlar ve söyleşilerin art arda oluşu biraz koşturmacayı gerektirdi, katılımı etkiledi. Söylenenlerin duygu-düşünce bağlamında içselleşmesinin önü de bir yönüyle kesilmiş oldu. Etkinliklerin beş güne dağıtılması katılımcı ve izleyiciler için daha iyi olur kanısındayım.

          Bu etkinliğe özel olmayan, genel bir eksiklikten yine söz edeceğim. Çakışan, aynı günlere/haftalara denk düşen ya da “düşürülen” etkinlikler Trabzon için tam bir beceriksizlik örneği! Kasıt aramak istemiyorum ama büyük çakışma(!), tamamen rastlantı olmasa gerek! Özellikle Trabzon Büyükşehir Belediyesi ve Ortahisar Belediyesinin benzer etkinlikleri aynı ya da yakın günlerde neden yaparlar? Valilik ayrı telden, üniversitesi bir başka telden çalarken, bin bir güçlükle mücadele ederek ayakta durmaya çalışan gönüllü kültür-sanat-tiyatro-yazın insanları emekleriyle baş başa neden bırakılır?

           Trabzon’un merkez ve bütün ilçeleriyle birlikte kültürel-sanatsal-yazınsal düzeyini yükseltmek amacında olduğunu belirten resmi ya da özel kurum-kuruluş ve kişiler ortak bir sorumluluk yaklaşımıyla davranma becerisini gösterebilmeliler. Bu bağlamda siyasi eğilim ve aidiyetlerini öne çıkarma kaygısından uzak durmalılar. Siyasi bir kazanç ya da bir yerlerden övgü/nema alma düşkünlüğü kültür-sanata-yazına darbe vuran çok “sefil” bir davranış olacaktır! Kültür-sanata da bu kente de büyük haksızlıktır ayrıca. Şehrimize gelmesi olası konukları siyasi kimliklerinden bağımsız, yazar-şair-sanatçı kimlikleriyle dikkate almaları bir önceliktir.

           Yukarıda tarihlerini belirtiğim önceki yazılarımdaki önerilerimi yinelemek yerine onlara ek olabilecek dileklerimle yazımı bitireyim.

           *Kentin taşıt geçişine kapalı sokak ve caddelerinde değişik sanat disiplinlerine etkinlik olanağı sağlayan düzenlemeler ivedilikle sağlanmalı! Sanat ve sanatçı (resim-müzik-yontu- ve açık atölyeler gibi…) salonlardan halkın içine, halkın ortak yaşam alanlarına sanatıyla karışmalı!

          *Basılan kitabının tanıtım ve dağıtımına ilişkin tekelleşmiş yayınevleri ve dağıtım şirketlerince emeği sömürülen yazarın/şairin yardımına kamusal bir görev ve kültür hizmeti bağlamında valilik ve belediyelerimiz destek vermelidir!

           *En kısa sürede bu kente hizmetle görevli atanmış ve seçilmişlerin bir EŞGÜDÜM MERKEZİ oluşturmak için sanat kurumlarının ve değişik sanat disiplinlerinin temsilcilerinin de katılımıyla bir araya gelmesi zorunludur!

           *Eşgüdüm merkezine üniversite dahil edilmeli. Yüksek öğrenim gençliğinin kültür-sanat-yazın dünyasıyla iç içe olması geleceğin Türkiye’si için bir zorunluluk sayılmalı!

           *Aynı biçimde Milli Eğitim yetkililerinin ve okul yönetici/öğretmenlerinin bu tür etkinliklere öğrencileriyle birlikte kalabalık kümeler halinde katılmaları sağlanmalı. Buna uygun yönetsel düzenleme eksikliği varsa giderilmeli!

           *Kentin açık alanlarında etkinlikleri özendirici tanıtımlar ve görseller paylaşılmalı, aylık etkinlik programları yayımlanmalı!

                                                                                                               5 Ekim 2024

                                                                                                   Trabzon

                                                                                        -Yarınlar Güzel Olacak-