2025 Yılı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçları 8 Nisan tarihinde açıklandı. Yeniden görevlendirme ve ilk atama sonuçlarına göre yönetici ve öğretmenler okullara yerleştirildi. Ancak proje okullarında görev yapan ve 4 yılını dolduran bir kısım öğretmenimiz aynı okuluna tekrar atanmadı ve norm kadro fazlası oldu. İl milli eğitim müdürlüğü kadrosuna geçirildi.
Ülkemizde akademik başarısı en yüksek öğrencilerimizin sınavla yerleştiği bu okullarımıza yönetici ve öğretmen atamasında maalesef hiçbir objektif kriter aranmamaktadır. Türk Yüzyılını inşa edecek nesillerimizi yetiştiren bu güzide okullarımızın atama ve görevlendirme süreçlerinin tam bir keyfiyet zemininde yürütülmektedir. Maalesef uzun süredir proje okulları meselesi ‘Kafama göre yönetici ve öğretmen atarım’ projesine dönüşmüş durumdadır. Bu gözde okullarımız çalışanların mensubiyetine göre tasnif edildiği bir çirkinliğin aparatı haline getirilmiştir. Bu fotoğraf eğitim camiamıza yakışmamaktadır. Bu istenmeyen tablonun terbiye edilmesinin sorumluluğu da öncelikli olarak Milli Eğitim Bakanlığı yönetimindedir.
Bütün eğitim kamuoyu yakından biliyor ki, sendika ve STK görünümlü yapılar sürece müdahale etmekte ve yönetmektedir. Her zaman söylüyoruz; ülkemizi 15 Temmuz felaketine sürükleyen nedenlerin başında kamunun mensubiyetler üzerinden tasnif ve tanzim edilmiş olması geliyordu. Özellikle proje okulu atamalarında da benzer bir tabloyu yaşıyoruz. Bu asla kabul edilemez!
Trabzon’umuzda 37 tane Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları bulunmaktadır. Bu kurumların 34 tane müdürü aynı sendikaya üyeyken nasıl bir adaletten bahsedebiliriz. Hele hele iki senedir Turizm Otelcilik Kurumlarımıza (Vakfıkebir ve Akçaabat) atama kriterlerine göre şarttı tek tutan Korkut H. Müdürümüzün atanamamasının galiba tek bir nedeni var, o da sendikasının farklı olmasıdır. Bu yılki öğretmen atamalarında da “biz müdürlerden gelen listeleri yukarı yolladık” denilmesini de koltuğun gereğinin yapılmaması olarak görmekteyiz.
Kamuyu kamu yöneticisi yönetmelidir. Dışarıdan yapılanların kamuyu yönetme arzusu bir hadsizliktir. Bu hadsizliğe engel olması gerekenler de en başta kamu yöneticileridir. Devlette paralel bir iradenin varlığı nizamın en büyük tehlikesidir. Kamuyu virüs gibi saran bu çetevari oluşumlara tedbir alınmaz ise devlet ve toplum sıhhati namına daha önceleri yaşanan sıkıntıların yaşanması muhtemeldir. Eğitim teşkilatını Bakan yönetmelidir, il müdürü yönetmelidir, ilçe müdürü yönetmelidir.
Bu kötülükten ülkeyi kurtarmanın mesuliyeti MEB üst yönetimindedir. Sınavla öğrenci alan proje okullarına atama ve görevlendirmelerde kriter getirilmelidir. Yönetici görevlendirmesi MEB Yönetici Atama Yönetmeliği’ne tabi olmalı, öğretmenler de sınavla atanmalıdır. Ayrıca proje okulu sayısı azaltılmalı, bu okullarımız bir kadrolaşma aparatı olmaktan kurtarılmalıdır.
Türkiye’nin muasır medeniyetler seviyesine ulaşabilmesi için adil, şeffaf ve milli bir eğitim modeli uygulanmalıdır.