Bugün, faiz oranı %42,5'e çekildi. Bu şekilde de enflasyonun düşmesi hedefleniyor. Ama yanlış...
Çünkü bizim ülkemizde "niyet" ekonomisi var.
Uzmanlar, enflasyonu ve faizi konuşurken satır aralarına halkın "niyetini" sıkıştırarak önemsemeden geçiyorlar. Oysa asıl önemsenmesi gereken konu budur, NİYET. Yani halkın harcama kültürü. Yani bu ülkede yıllarca tüketim ekonomisi uygulandı. Tüketim kültürüne sahip, İSRAFÇI bir toplumda siz asla ve KAT-A ne faiz düşer dolayısıyla ne de enflasyon. Bunu görebilmek için uzman olmaya gerek var mı? Çünkü toplumun harcama kültürü yani israfı adeta bir karadelik/dipsiz kuyu gibidir. Daha önceki yazılarımda da bunu geniş olarak belirtmiştim ama tekrar hatırlatma gereği duydum.
Bu kadar "uzman" diye ortaya çıkanlar, yüksek eğitim alanlar; ya biliyorlar ama söyleyemiyorlar ya da akılları takılmış, gözleri görmüyor. Kral çıplak kardeşim.
Bilip de söyleyemeyenlerin sebebi ise devlet yönetiminin siyasilerin elinde olmaması, "hasta ruhlu" para babalarının elinde olduğundandır. Yani devleti yöneten siyasileri kendi başlarına bırakmıyor bu zenginler, adeta tehdit ediyorlar siyasi olarak.
"Hasta" diyorum çünkü; kumar gibi, daha çok kazanma hazzı ile duygularını tatmin ediyorlar. Hani satın alma hastaları vardır ya; sadece satın almaktan haz duyarlar ve aldıklarını da kullanmaları önemli değildir; alır, hiç kullanmadan başkasına verirler.  
Bunun çözümü ortada, ayı yeniden keyfe gerek var mı?! Gözümüzün önde reel olarak duran mesela Japonya ve İsveç gibi ülkeler var... Hâlâ elektriği keşfetme peşinde olmak gibi bir cehalet bu. Gidin, bu ülkelerin halklarının yaşama şekillerini, harcama kültürlerini araştırın, okuyun.
Çözüm ise bu kültürün belinin kırılmasıdır. Nasıl mı? Eğitim yoluyla. Bu, bu hale nasıl körüklenerek getirildiyse aynı yerden geriye dönüşe başlatılmalıdır. Gerek diziler gerek basın gerek tiyatro, okullarda eğitim ve reklamlar gibi...
Aaaa, "reklam" deyince işte geldik zurnanın son deliğine...!