Volkan Konak kendisini Şövalye olarak tanımlarken en büyük Şövalye olarak yenilmez kahraman Atatürk’ü görüyordu.
Hiç şüphesiz hayatı ideali uğruna mücadele ile geçmişti. En büyük özelliği mütevazılığı, güler yüzü ve samimiyeti ile dayanışmayı hayat felsefesi olarak benimsemesiydi.
Birkaç kez sohbet imkânım oldu. Çağdaş, demokrat ve Atatürkçü tanınırlığının yanı sıra Anadolu insanının gelenekselliğini ve içtenliğini hiç kaybetmemişti.
‘’Komutanım’’ diye hitabını hiç unutmuyorum. Eyüboğlu (Annem) tarafından akraba olmamıza rağmen ilk görüşmemizde siz diye hitapla başladığımda kısa bir tanışmadan sonra siz hitabını kaldırmamı sağlayacak kadar insandı.
Çatalca Müftüsü olan zat lanet okurken cenaze namazını kıldıran İmamın: ‘’Atatürk sevdası asla platonik değildi. Gerçek bir devrimci, koca yürekli bir şövalyeydi. Hiç kimseyi düşüncesinden, kıyafetinden, geçmişinden dolayı ayırmadı.’’ sözlerini umarım dinlemiştir. Ama dinlemiş olsa hala yaptığını savunacak kindar paylaşımlar yapar mıydı?
Maçka’da mahşer gününü andırırcasına bir kalabalıkla uğurlandı. Maçka sevgisini her fırsatta yineliyor ve babasının yanına gömülme isteğini de vurguluyordu. Bu sevgisini çarpıcı bir şekilde ifade etmek için ‘’küllerimi Trabzon’un üstüne atın’’ demişti. Çoğunluk bu isteği duyunca, memleket sevgisine vurgu olduğunu kolaylıkla anlamıştı. Ancak küçük bir azgın grup bunu fırsata döndürmek için hemen saldırı başlatmıştı. Karşı Devrimciler; gördünüz ve utandınız mı? Volkan Konak yakılmadı ve dualarla gömüldü. Hiç sanmıyorum, siz de utanma yok ki, tüm işiniz Atatürk ve Cumhuriyet’e saldırmak.
Bu gibi durumlarda doğal olarak gözler ilçenin seçilmişini de arıyor. Belki seçilmiş tepkiden çekiniyor olabilir. Ama ne olursa olsun İlçe protokolünün üçüncü şahsı ve seçilmişi olarak orada olmalıydın.
En güzel yorumu suçu da üstlenerek gazetemizin yazarı akrabam Turhan Eyüboğlu sosyal medya üzerinden yapmış.
‘’Sen sanatçına sahip çıkamadın, ama Türkiye sanatçısına sahip çıktı.
Sen ev sahipliği yapmadın, ama Türkiye O’na ev sahipliği yaptı.
Sen o kalabalığın içinde olamadın, ama Türkiye o kalabalığın içinde oldu.
Ancak sende kabahat yok! Suçlu biziz biz!’’

Siyasiler cesur olmalıdır. 2007 yılında şehit olan devre arkadaşım Yarbay Melih Gülova’nın Manisa’daki cenaze törenine katıldığımda alanda dönemin TBMM Başkanı Bülent Arınç’ta vardı. Katılma cesaretini göstermişti, alandan tepkiler nedeniyle ayrılmak zorunda kalmıştı ama katılma iradesini göstermesi değerliydi. Siyasiler seçildikten sonra devlet adamı olma konusunda eksik kalıyorlar, siyasi mücadele ile kavgayı, nefreti, ötekileştirmeyi birbirine karıştırmamalıdırlar.
Cenaze törenine katılamayan seçilmiş hiç değilse Volkan Konak’ın isminin Maçka’da bir yere verilmesi için Meclise sunup Meclis kararı aldırmalıdır.
Atatürkçülüğünü her daim vurgulayan ve yaşam biçimini bu doğrultuda sürdüren devrimcinin mezarında, konserlerinde sıkça söylediği şu söz vardı. ‘’Sanatımı beğenmeyen insanla ahbaplık ederim, ama vatanımı, yenilmez şövalyemiz Atatürk’ü sevmeyenle ahbaplık etmem.’’
Atatürk, Trabzon Atatürk Köşkünde 11 Haziran 1937’de yazdığı vasiyette ‘’ Mal ve mülk bana ağırlık veriyor. Bunları milletime bağışlamakla ferahlık duyacağım. İnsanın serveti kendi manevi kişiliğinde olmalıdır.’’ demişti.
Volkan Konak’ın bu sözleri bildiği, Atatürkçülüğü benimsediği ve yaşamını da bu bilinçle sürdürdüğünün göstergeleri o kadar çok ki...
Şu sözünün özü de aynı değil mi? ‘’ Mustafa Kemal Atatürk gibi, dünyaya el gibi çıplak geldim, el gibi çıplak gideceğim.’’
63 öğrencinin okutulması, Lösemili Çocuklar Vakfı’ndan (LÖSEV), ÇYDD Koruncuk Vakfına kadar birçok kurum, kuruluşa yardım ederek dayanışmanın değerine vurgu yapması hayata bakışının yaşamı ile uyumunu çok açık gösteriyor.
Pek çok insan Atatürkçü olduğunu iddia eder ama hepsi de Atatürkçü değildir. Maske olarak kullananlar olduğu gibi ideolojik olarak benimsemeden söyleyenler de azımsanmayacak kadar çoktur. Gerçekten, O’nun gibi anlayarak, benimseyerek Atatürkçü olanlar o kadar çok olsaydı ve 2008 yılında sahte isimlerle başlayan saçma davalarda karşı çıkılsaydı bu günlere gelinmezdi.
Atatürkçü olduğunu söyleyenler özellikle devrimci ruhu iyi anlamalıdırlar. Ne diyor son sözlerinde şövalye, ‘’ Volkan’ım sivri konuşma içeri atarlar seni diyorlar. Ya bırak! Sen bilmez misin Devrimciler korkmaz.’’
Bayramda ölenlere üzülüyordun, sen bunu yaparak tüm Türkiye’yi üzdün. Çok sevdiğin Maçka’mızda rahat uyu. Güle güle Şövalye’miz…