enüz altı yaşındadır küçük Hasan! Ama o babası gibi olmak ister! Kırkında ve de tam babası gibi görünmek!
Babasının evde olmadığı bir zamanı gözler, bunun için!
Büyük fırsat gelir!
Baba iştedir.
Anne uyumakta.
Çabucak kalkar yatağından.
Babanın kırk dört numara siyah ayakkabılarını ayaklarına, elli altı beden paltosunu sırtına, koca siyah şapkasını da kafasına geçirir ve salonda onun gibi volta atmaya başlar!
Hepimizin ilgisini çeker küçük Hasan'ın yarattığı bu tablo. Ayağı ile ayakkabısı, bedeni ile paltosu, başı ile şapkası arasındaki boşluk, yüzündeki doğallık ve saflık ile birlikte!
Aradan yıllar geçer!
Küçük Hasan büyür. Bir zamanlar özendiği babasının yaşına gelir.
Büyük uğraşılar sonucu bilmem hangi marka bir Japon otomobilin bayiliğini alır bulunduğu şehirde.
Ayakkabıları kırk dört numaradır artık. Paltosu elli altı beden.Şapkası kafası ölçüsünde.
Babasına ait daha büyük ölçüler yoktur artık. Ne ayakkabı, ne palto, ne de şapka!
O halde yeni ölçüler yaratmalıdır kendine, büyük Hasan! Yeni ölçülerle birlikte yeni bedenler!
İşe ofisinden başlar! Ofisini büyütür! Öylesine büyütür ve donatır ki, bayisi olduğu Japon otomotiv şirketinin sahibi ve yönetim kurulu başkanının ofisi bile sıradan kalır onunkinin yanında. Sonra masasını! Ve sonra koltuğunu!
Yetmez! Bakışlarını büyütür Hasan! Öylesine büyütür ki etrafındaki her şeyin birden küçüldüğünü fark eder hayretle! Her şey küçüldükçe o büyür, o büyüdükçe de her şey küçülür!
Deniz suyu içimi vazgeçilmezidir artık. Susadıkça içmekte, içtikçe susamaktadır! Ama bir türlü anlayamamaktadır neden sürekli susadığını!
Ve, hiç te uzun olmayan bir sürenin sonunda, bir sabah uyandığında, her şeyin büyüdüğünü ve kendisinin küçüldüğünü fark eder Hasan! Hormonla şişirdiği kaslarının hiç bir değerinin olmadığını anlayan bir vücut göstericisi gibi fark eder acı gerçeğini! Acıyarak! Acısını iliklerine kadar hissederek!
Etrafında yine kahkahalarla gülen insanları fark eder! Tıpkı babasının kıyafetlerini giyip volta attığı o küçüklük günlerindeki gibi. O gülüşlerle şimdi ki gülmeler arasında kocaman farkları fark eder! Acı ile! Acıyarak! Ama acınmayarak!
Ego şişkinliği insan tabiatına uymayan bir durumdur. Bir kortizon kullanımı gibidir o! Vücudun dış görünümünü sağlıklı gösterir ama içini çökertir. Geçici hazlar yaratır ama mutlulukları yok eder.