Türkiye’nin en önemli üniversitelerinden biri olan Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde bugün seçim heyecanı yaşanacak. Bir kentin en önemli elementlerinden biri olan üniversite rektörlüğü seçimi en az belediye başkanlığı seçimleri kadar önemlidir. Bu açıdan bakacak olursak seçilecek isim de en az belediye başkanı kadar da değerlidir.
Şehirde herkes bir kenarından seçimlerle yüz göz olmuş durumda. Gerek kişisel ilişkilerinden dolayı gerekse de başka hesaplarla tarafını seçmekte bu günlerde. Ancak KTÜ gibi bir marka kişisel, ekonomik, siyasi ya da başka hesaplarla kirletilmemesi gerekir.
Kimin rektör olması gerektiği konusuna biz değil elbette KTÜ’nün değerli öğretim görevlileri karar verecektir.
Ancak öncesinde KTÜ’nün bugünkü durumuna bir göz atmak gerekecek.
Dünyanın en iyi 100 üniversitesi arasında Türkiye’den maalesef yok. Hadi bunu geçtik Türkiye’nin en iyi üniversiteleri sıralamasında KTÜ’nün esamesi okunuyor mu? O beğenmediğiniz Erzurum Üniversitesi bile ilk 15’in içinde yer alırken KTÜ nerede?
Kuruluşunun ardından gösterdiği atılımla Türkiye’nin hatırı sayılır üniversiteleri arasında gösterilen KTÜ ne oldu da bu duruma düştü?
KTÜ son yıllarda şehirden kaçtı.
Siz hiç KTÜ’nün son yıllarda STK’larla birlikte ortaklaşa bir programın altına imza attığını gördünüz mü? (Şehit ailelerine verilen iftar yemeği haricinde)
Yurtdışında eğitim araştırması için görevli bulunan herhangi bir öğretim üyesi arkadaşın Trabzon’a döndüğünde orada gördüklerini bu şehre uyguladığını gördünüz mü?
Dolayısıyla Karadeniz’in bu güzide eğitim kurumu KTÜ, üzerinden bu ölü toprağını atmalı.
Şehir ile daha iyi ilişkiler kurulması adına yeni projeler geliştirilmeli.
KTÜ’ye yeni ufuklar kazandırabilecek bir isim rektör olarak görev başına getirilmelidir.
Şehirde barış, kardeşlik ve tüm siyasi görüşlere açık bir konjektürel hava oluşturabilecek bir isme ihtiyaç var.
Hani dedik ya Rektörlük belediye başkanlığı kadar önemli bir iştir diye. Kabuğuna çekilmiş bir KTÜ yepyeni bir döneme imza atmalı..
Dolayısıyla esas görevi bilim ve teknoloji üretmek olan üniversitelerin, geniş bir vizyon ve bakış açısı ile ele alınmasını sağlayabilecek bir yönetim ortaya çıkmalı.
Öğretim görevlilerinin oylarının rektör belirleyiciliğinde kesin bir etkisi olmasa da, son söz Cumhurbaşkanı Erdoğan’da olsa da KTÜ’deki akademisyenler karar verirken eleştirel bakmalarında yarar vardır.
Zira sıralamalarda üst sıralarda olan, eğitim ve kültür alanına katkılarının yanı sıra şehirle ilişkisi bakımından yüksek seviyede olan bir KTÜ; akademisyen, öğrenci, memur ve nihayetinde bir şehrin huzur ve mutluluğuna katkı sunacaktır.
Tüm bu kriterler ışığında yapılacak KTÜ rektörlük seçimlerinin Trabzon’un marka değerine  katkı sunması, gelişen üniversiteler arasındaki yerini yeniden kazanması için bir başlangıç olmasını diliyorum.