Millet olarak hastasıyız...
İşler yolunda giderken tekere çomak sokmanın...
Her şey tıkırında çalışırken bir tarafını kurcalayıp  gidişatı arap saçına döndürmenin...
Dere geçerken at değiştirmenin...
Hep bizim borumuz ötsün diye düşünmenin...
Hastasıyız hastası olmasına da...
Bir de sonuçtan sorumluluk alsak, kayıplardan kendimize pay çıkarsak, özeleştiri mekanizmasını devreye soksak...
Ama nerdeeee?
Biz bir bilgi gurusuyuz ya!
Her şeyin en iyisini biliriz ya!
O yaptıysa, biz daha kralını yaparız kurdu beynimizi kemirir de kemirir.
Başını küçükkken ezemediğimizden bir süre sonra kafamızın içini yer bitirir.
Artık dur diyemeyeceğimiz bir noktaya ulaşmışızdır.
Geri dönüşümüz maalesef yoktur.
Egoist, narsist, bencil biri olup, çıkıveririz.
Bize göre Dünya'nın merkezi artık "biz"izdir.
Bütün iyi işleri kapmayı biz hakediyoruzdur.
İmzamız hep marka değerlerin altında yer almalıdır.
Bize göre biz yoksak gerisi tufandır.
Ama kabul etmek istemesek de biz artık hastanın biri olup çıkmışızdır.

***

Trabzonspor Hacıosmanoğlu yönetiminin enkazından sosyo ekonomik travmalı çıkartılırken, kulüpten geriye İbrahim Bey'in yaptığı tek doğru miras olarak Sadi Tekelioğlu kalmıştı.
Sadi Hoca elinde bulunan iki patates bir soğandan ağızlara layık bir sofra kurmayı hemen hemen becerdi.
Tabi bir süre sonra lüks düşkünlüğü ve para saçma  alışkanlığı, mütevazı mutfaktan çıkan yemekler karşısında galip geldi.
Azdan üreten, maaş bile konuşmayan, Trabzonspor'un menfaatlerini, kişiliğini ve kimliğini hayatının merkezine oturtmuş, gençlere fırsat verme adına kendini riske etmekten çekinmeyen Sadi Hoca'nın Trabzonspor ile olan ilişiği saçma sapan kuliserle kesildi.
Maaşının tam on katına "atama" gerçekleşti!
Ne acıdır ki, Trabzonspor verdiği bir sözün daha arkasında duramadı, liyakat değil lobicilik ve siyaset kazandı.

***

Hami Mandıralı iyi bir futbolcudur.
Trabzonspor'a müthiş katkılar sağlamıştır.
Attığı golleri ders niteliğindedir.
10 numarayı terletirken tam tamına "10 numara bir futbolculuk" yapmıştır.
Gel gör ki, hocalık hayatı futbolculuğunun çok gerisinde kalmıştır.
Bir türlü istikrar sağlayamayan Hami Hoca, hep yanlış kararların ve ortamların ardından Trabzonspor'un dümenine geçmiştir.
Maalesef hoca olarak kendini geliştirip, yenileyememiştir.

***

Acun Ilıcalı muhabirlikten gelip Türkiye'de en çok reyting yapan projeleri TV ekranlarına taşımıştır.
Hatrı sayılır bir servet yapan Ilıcalı son dönemde bir televizyon kanalı satın almıştır.
Ilıcalı sezon ortası, yine tutulan ve zevkle izlenen bir işe imza attı.
"Salon Turnuvası" ile milyonları ekranlara kilitlemeyi başardı.
Dört büyükler kıyasıya kapışırken, Trabzonspor'un kulübesinde hocalık lisansını ne tesadüftür ki Hami Mandıralı boynuna geçirmişti.
Bu televizyon projesinin ardından yine ne büyük bir tesadüftür ki Hami Hoca Trabzonspor'un hocası olarak belirlendi.
Acaba Hami Hoca, Acun Ilıcalı'ya Trabzonspor için kendisine referans olması konusunda baskı kurmuş mudur?
Sıkıştırmış mıdır?
Orası bize karanlık!

***

Mandıralı felsefe sahibi bir insan olsa, boşta kaldığı süreçtedemeçlerine dikkat ederdi.
Eğer öyle olsaydı, geçmişte Erkan Zengin için kendisine yöneltilen "Daha önce Fenerbahçe'den başka kulübün formasını terletmem demişti. Şimdi Trabzonspor'da oynamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna "Trabzonspor'da oynuyor mu? Ben hiç farkında değilim" şeklinde bir cevap vermezdi.
Eğer öyle olsaydı, şimdi kurtarıcı olarak Erkan Zengin'e sarılmazdı.

***

Siz siz olun, nasıl ki zaferler kazandığınızda başırınıza geçmişte Trabzonspor'da yer alan insanları ortak etmiyorsunuz, mağlup olduğunuzda da düne çamur atarak sorumluluktan kaçmaya çalışmayın.
Çünkü kaçamıyorsunuz.
Sadece komik duruma düşüyorsunuz.
Ne yaptınız, nasıl ettiniz, kulübün başına geçtiniz, orası tamamen sizi ilgilendirir.
Ama insan olarak bizi ilgilendiren geçmişe saygı duymanız, ustalara hürmet etmenizdir.
Ki onlar bu kulübe bin bir emekle futbolcular kazandırdı, strese girdi, kendilerini ateşe attı.
Hasete, çekememezliğe hiç bir dinde ve öğretide yer yoktur.
Kibir tamamen lanetlenmiştir.
Muhammet Beşir gibi genç yetenekleri sırf Sadi Hoca keşfettiği için ya da A takımda golcü hüvviyeti kazanan en genç futbolcu olma unvanını kaptırmamak için mi kulübelere uğratmıyorsunuz?
Yazıktır!
Günahtır!
Vebaldir!

***

Trabzonspor bugünkü içler acısı durumundaysa bundan taraftarından malzemecisine kadar herkes sorumuludur.
Ve sadece topu hocaya atıp, tüm suçu ona yüklemek insafsızlıktır.
Başkan ve yönetim alınan neticelerde en az Hami Hoca kadar suçludur.