Ekonomik sınıf kaybolup gitti. Bizler sağlık sistemiyle övünürken vatandaşlara sorduk, hastanelerde başımıza şimşek çakar oldu; doktor var ilaç yok, ilaç var doktor yok misali. Vatandaş der ki; “Ülkemizde milyonlarca mülteciye muayene bedavayken, ilaç bedavayken; al bakalım ilaç alabiliyor musunuz?” diye sitem ederler. En acısı da eğitim sisteminin savurmasından ötürü yetişmiş genç beyinlerin ülkeyi terk ederek Avrupa kapılarına dayanmış olmalarıdır. Eskiden de vardı ama artık tarikatlar, cemaatler şişmanlatılıp holdingleştirilmişler. Haliyle bir de üstüne üstlük mültecilerden ötürü demokratik yapımız beka sorununa dönmüş. Vatandaş bile bildiği kadar, halkımızın ortak paydası ne varsa hepsi satılınca bu konuya pek de fazla değinmemişler. Zira ne yapsınlar, neyin satıldığını bilmiyorlar ki. Şimdi de Sayın Bakan sabır sabır sabır diyor. “Göreceksiniz bu sabra değecek.” der durur. Daha nelere şahit olduk da onun içindir ki burnumuzdan soluyoruz. Semt pazarlarına bile giremez olduk. Çaresizliğimizi, müşkül durumda olduğumuzu birbirimize göstermektense gitmesek daha iyi olur diye salık veriyorlar. Yarınlarda nefes almaya da vergi verileceğini duyarsak şaşırmayız. Şekil A’da görüldüğü gibi hakikaten nerelerden nerelere gelmişiz.