Balıkçı tezgahları ateş pahasıyken, palamutun çokluğu tezgahların serinliği gibi...

Geçmişte hayat pahalılığı şimdikinin yüzde beşi olduğu yıllarda, annelerimiz, babalarımız sofralarımızda olmayanı en azından bir sonraki sofrada hazır ederlerdi. Yaşadığımız şu günlerde bu yüksek enflasyonla beraber kıt kanaat geçinme mücadelesi veren insanların gülen yüzü olarak palamutlar şu an tüm sofraların adeta şeref konuğu oldu.

Palamut bir gün değil her gün masalarımızda. Her gelişin bir gidişiyle beraber denizlerimize veda etme zamanı geldiğinde azda olsa sofralarımızın şeref misafiri palamutları arar olacağız.

Sonrasında dur da uğraş üç santimlik kıraca yüzeli TL on üç santimlik barbun üç yüz – dört yüz TL.

Eskiden hasta balığı mezgit az boylu olduğunda altı yüz lira. Somon kenardan bakıyor.

Aslında sağlık için en değerlisi odur da…

Halkımız hala somon kültürüne alışkın olmadığından pek itibar etmiyor. Sebze meyveler bir alan pişman bir de satan. Yaz ayından bu güne meyve ve sebzelerin ucuz olması gerekirken öyle bir cendereye girmişiz ki. Elmanın kilosu kırk beş - elli lira arasında. Diğerlerini saymaya gerek yok elmanın fiyatı her şeyi anlatıyor.

Yani yaşam zor, zor da sebep sonuç tezinin sahipleri vatandaş mıdır? Vatandaş meydan parkından karşıdaki lokantalarda kebap yiyen Arap kardeşleri seyrederken kimileri de nerelerden nerelere geldiklerini yanındaki arkadaşlara anlatıyor.

Nereye geldik? Meydan Parkı’na!

Palamutlar göç ettiğinde yine meydan parkına geleceğiz…