Kaynamayan tencerelerin kuru ateşi desek yerinde bir söz olur. Sebzeler almış başını giderken, rengi ile sözde C vitamini deposu sayılan portakal ve mandalinanın fiyatı 60 TL olmuş! Alabilen vatandaş kurtuldu, alamayanlar ise halk pazarının bitiminde çürük sebzelerden ve meyvelerden geriye kalanları toplama kuyruğuna talim ediyor. Askıda ekmek, askıda yemek derken şimdi de "askıda portakal, elma, mandalina ne zaman olur?" diye merak ediliyor.

Yıllardır "olmaz, olamaz" dediklerimizin katlanarak büyüdüğü bir ülkede yaşıyoruz. Öte yandan, Sayın Bakan Şimşek’in ortaya attığı vergi dilimlerinin nitelikleri açıklandığında, gerçekten nereden nereye geldiğimiz öylesine belirgin bir halde karşımıza çıkıyor ki! Milletin zekâsı ile aklı birbiriyle karışıyor. Bütçe görüşmelerinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi bilmem nereden nereye çıkartılmış, ama kimsenin umurunda değil. Bütçesi altı bakanlığın bütçesinden de büyük olduğu ortadayken! Kimin umurunda?

Emeklisi, memuru, işçisi, köylüsü hatta öğretmenleri bile çarpan yüksek enflasyonun altında eziliyor. Seslerini çıkarmak bir yana, takatsizlikten nefes bile alamıyorlar.

Onun içindir ki sanatçılarımız, bize ne yazdan ne kıştan gelecek bir esinti kaldı. Sadece yolun sonu görünüyor. Portakal olmuş 60 TL, gerisini siz düşünün... Gücü olan yürüsün, durmak yok! Gücü olmayan uzaktan baksın, beklesin... Askıda portakal yoldadır...