Türkiye’de sanatçıların tamamına yakınının madde kullandığını toplumda herkes biliyor, televizyonlarda görüyor. Bazılarının daha bugünlerde bile yargılanıp cezaevine girdiğine şahidiz. Bu sanatçı kılıklı hayat tacirlerinin yaptığı kötülüğü inanalım ki düşmanımız bize yapamamıştır.
Bu gün hala televizyon dizileriyle, pembe hayat hayalleriyle uyutulan bir gençlikle karşı karşıyayız. Bir taraftan sınırlı imkan ve personel ile madde bağımlılığı ve trafiği ile mücadele ettiğinizi söyleyeceksiniz, diğer taraftan bu maddeleri kullanan insanları sanatçı olarak toplumun önüne çıkaracaksınız.
Ve bir taraftan uyuşturucu ile mücadele diyeceksiniz, diğer taraftan yılbaşı çekilişinde milli piyango büyük ikramiyesini 50 trilyon olarak açıklayacaksınız. Bir taraftan madde bağımlılığı ile mücadele diyeceksiniz, diğer taraftan yılbaşı gecesi TRT ekranlarında boy gösterip gençliği görüntüleriyle bu bataklığa çekecek olan sanatçılara milyarlarca lira para vereceksiniz.
Bir tarafta fuhuş ve zina ile mücadele diyeceksiniz diğer tarafta “zinayı” yasal olarak serbest bırakacaksınız!
Bu uygulamalarda sizce bir gariplik yok mu?
Geçen hafta gençliğimizin gerçek temsilcisi “Ülkü Ocakları’nın” düzenlediği bir panelde bulunduk. Çok değerli katılımcılarımız olan; Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nden TUBİM adına Murat Alpaslan, Müftülükten Erdoğan Dalkes, Sağlık teşkilatları adına Dr. Celal Hoş ve gençlik adına 74 kg Grekoromen dünya şampiyonu Selçuk Çebi ile konuyu enine- boyuna kalabalık bir katılımcı kitlesine hitaben değerlendirdik.
Araklı’da düzenlenen bu panelde gördük ki, toplum bu konuda çok muzdarip ve duyarlı. Anne babalar çok muzdarip. Koca bir salonun böyle bir konuyu dinlemek için tıklım tıklım dolması ve saatlerce konuşmacıları soluksuz dinlemesi tehlikenin hangi boyutlara ulaştığını göstermesi bakımından çok önemli sinyal olmuştur.
Genel ülke yönetiminin yukarıda ifade etmeye çalıştığımız açık yanlışlarına rağmen; başta Ülkü Ocakları olmak üzere, duyarlı bütün sivil toplum örgütlerimizin bu konuda hassas davranmasını bekliyoruz.
Devletin bu yangına bir taraftan su dökerken, diğer taraftan da odun taşımaya çalışması yanlışından acilen vazgeçmesini bekliyoruz.
Öyle süslü cümlelerle Türk gençliğini sokulduğu girdaptan kurtulamaz. İşte Ülkü Ocakları gibi hakiki inisiyatif almak gerekir.
Geç olmadan, geç kalmadan. Hala ümidimiz var çünkü!..