Dile kolay, 30 Kasım 2016 itibarı ile Türkiye tam 53 yıl 2 aydır Avrupa’nın kapısında bekletiliyor!
12 Eylül 1963 yılında yapılan Ankara anlaşması ile başlayan maceramız çeşitli ev ödevleri, tehditler, tehditler, ha girdik, ha gireceğiz reklamları ve nihayetinde 24 Kasım’da yapılacak oylama ile bütün bu süreçler hiç yaşanmamış gibi bu riyakâr “cenabetler” (özür diliyorum) Türkiye ile ilişkilerin devam edip etmeyeceğini oylayacaklarmış!
Oylayın bakalım be hey gafiller!
Sizin pis, o mundar, çürümüş yapınızın içinde bizim ne işimiz vardı ki!
Tam yarım asırdır hiç alternatif düşünmeden ecdadımızın “kapıkullarının” kapısında “kapıkulu” gibi ellerimiz bağlı bekletildik.
İşlerine gelen devletleri hiçbir kritere bakmadan üyeliğe alıp, Türkiye ye hala bekle, şunu şöyle yap, bunu böyle yap diyen densizler alın birliğiniz sizin olsun!
Yok, “Şenken vizesiymiş”, yok masrit kriterleriymiş, yok şuymuş, yok, yok buymuş gibi laflarda bu tertemiz milletin güzel insanlarını uyuttuğunuzu zannediyorsunuz!
Uyumamışız işte!
Cumhurbaşkanının bu konuda ki çıkışını çok doğru ve yerinde bulduğumuzu, hatta bu çıkışın geciktiğini söylemenin zamanıdır şimdi!
“Şanghay beşlisi”, alın size alternatif işte!
Türkiye’nin bu birliğe girme isteği, birlik tarafından hemen karşılık bulmuş ve 2017 yılında Türkiye, birliğin “enerji kulübü” başkanlığına getirilmiştir!
Bu olumlu gelişmelerin de katkısıyla, Türkiye Avrupa Parlamentosunun Türkiye ile ilgili yapacağı oylamayı hiç önemsemediğini ortaya koymaktadır!
Kaynakları tükenmiş, insanları yorgun ve doygun, inançları beşerilermiş olan bu zavallılar, bu yorgun medeniyetlerini güncellemek için aslında Türkiye ye kendileri yalvarmalı ve bizi aralarına almak için, şimdiye kadar uyguladıkları siyasetin tam tersini uygulamalıdırlar!
Ancak böyle de olsa Türk insanı, batının çirkin yüzünü görmüştür artık!
Bundan sonra Avrupa Birliği hangi maskeyi takarsa taksın, milletimiz kendisine başka kapıyı gösterecektir!
İyi ki böyle oldu, yoksa bizler kolay kolay uyanamayacaktık!
19405 gündür riyakârlık yapıp bizi oyalıyorsunuz!
Hiç olmazsa bir defa da dürüst davranıp, “sizi istemiyoruz” deyin!
Yapacağınız oylamadan bu sonucu bekliyoruz!
Bu kadar basit işte!