Gözlerimi kaldırıp gökyüzüne dikiyorum. Geçen bulutları selamlarken gelen karabulutları karşılıyorum. Geçip giden güneşe başım ile yol veriyorum. Bende havalar hep böyle kimi zaman yağmurlu, bazen karlı ama hep bulutlu.
İçimde kopan fırtınaların sesi kulaklarımı sağır ediyor. Duymak için bastırıyorum boşluklara. Kabuslarımdan uyanmak istiyorum. Soluklarımı kontrol edemiyorum. Denizlerin dalgaları durulmuyor. Yükseldikçe yükseliyor ruhumun kayalıklarına çarpıyor. İçimdeki balıklar çırpınırken boğulmamak için çabalıyorum.
Fırtına geçerken sis çöküyor aniden. Gözlerim nemleniyor. Akan gözyaşlarım ile bir yağmur baş gösteriyor. Islanmamak için kaçınıyorum kendimden. Ne zordur insanın kaçması benliğinden. Etimden kemiğimden bir hapishanenin içinde savruluyorum. Kendi tenimden iğreniyorum.
Aynanın karşısında gördüğüm görüntü ile yüzümü çeviriyorum. Gözlerimi gözlerimden kaçırırken ruhum paramparça. Can kırıklarım keserken yeşeren yeşillikleri kendimi çorak bir arazide buluyorum. Ucu bucağı olmayan bir boşluğun tam ortasına çöküyorum. Ellerimden başlayarak tüm bedenimi sarmalayan hissizliği tadıyorum. Dudaklarımda metalik bir tat kalırken öylece oturuyorum.
Vücudum yığılırken olduğu yere kendi sessizliğime gömülüyorum. Bu sessizlik çok sağır edici. Korkuyorum yapabileceklerimden.