Akyazı Stadı’nın boş tribünlerine karşın, Trabzonspor dün akşam sahada, 11 lig maçında yalnızca 2 gol atabilmiş, buna karşın kalesinde 25 gol görmüş ve ligin dibine demir atmış bir Adana Demirspor ile karşı karşıya geldi. Üstelik bu kadar zayıf bir Adana Demirspor karşısında Trabzonspor kalesinde gol görülmemişse, bu durum şüphesiz Türkiye'nin en iyi kalecisi olan Uğurcan Çakır’ın performansına borçludur. Yusuf Sarı’nın vole şutunu sıfırdan çıkaracak Uğurcan’dan başka bir babayiğit kaleci bulunmamaktadır.
Uğurcan Çakır varken milli takım kalesine başka birini koymak, yalnızca art niyetle açıklanabilecek bir durumdur. Montella’nın İstanbul odaklı tercihleri, milli takımın üst lige çıkmasına engel olmuştur. Trabzonspor’un kadrosu, söylenildiği kadar kötü bir kadro değildir. Bu kadronun asıl talihsizliği, güçlü bir organizasyona sahip bir oyun anlayışına sahip olamamasıdır.
Cham, Banza, Batagov ve Cihan Çanak gibi oyuncular oldukça yeteneklidir. Üstelik dün akşamki maçta takımın yarısı sahada yokken alınan farklı galibiyet, bu oyuncuların sahip olduğu yetenekleri açıkça göstermiştir. Altı aydır takım idmanı yapmamış olan Cham’ı eleştirmek ise hiç adil bir davranış değildir. Dün akşam atılan 5 golde de Cham’ın katkısı vardı. Trabzonspor’un Mendy gibi güçlü ve sağlam bir oyuncu kazandığını, haftalar geçtikçe daha iyi anlayacağız.
Şenol Güneş, bu takımın başına geçtiğinden beri Trabzonspor taraftarının ondan beklediği tek şey, kendi futbol mantalitesini yeni oyun anlayışıyla harmanlayıp cesur kararlarla sahaya yansıtmasıydı. Dün akşam, çaresizlikten de olsa bunu bir nebze olsun gösteren Güneş, hem kendine, hem takıma, hem de camiaya derin bir nefes aldırmıştır.
Arif Boşluk gibi Malkoçoğlu’nu da sahalarda daha sık görmek, Trabzonspor taraftarının en büyük dileklerinden biridir. Umarım gelecek maçlar, dün akşamki gibi kolay galibiyetlerle sonuçlanır.