Güçlü muhalefeti ve güçlü rakipleri her şekilde önemserim. İktidarları hep diri tutması, daha çok çalışmaya sevk etmesi anlamında muhalefet olmazsa olmazdır.
Bu anlamda, iktidarı (epey fazla diri tutan!) bir isim var:
Ekrem İmamoğlu.
Cesareti, girdiği her seçimde (cumhurbaşkanı, bakanlar, sınırsız devlet imkanı, medya gücüne karşı) rakiplerine büyük fark atması, doğal olarak gözleri hep ona çeviriyor.
İktidarın, savcıların, müfettişlerin, neredeyse bütün gazete ve TV programlarının konusu tek bir kişi… Didik didik ediliyor, o, beyaz gömleğinin kollarını kıvırıyor!
***

Öncelikle…
Trabzon’un evladına, Trabzon’da bir salon verilmemesinin hiçbir gerekçesi olamaz.
Ve bu konuda etkisi olan, emir veren, emir alan, göz kırpan kim varsa çok ayıp etmiştir.
Halkın gönlüne böyle yaparak zincir vuracaklarını sanacak kadar acemi olamazlar!
Sadece kendilerine zarar verdiler bence, kendi partilileri bile yadırgadı bu durumu…
Tekrar ediyorum, ‘sopa elimizde, biz ne dersek o olur, kural bilmeyiz, kural biziz’ algısını yıkmadıkça gönüllerdeki tahtları yıkılacak, haberleri olsun.
Türk toplumu mağduru sever, haksızlığa uğrayanı yazar bir tarafa, günü gelince verir desteğini…
Bir zahmet okusunlar, hatırlasınlar:
Recep Tayyip Erdoğan’ın çıkış noktasını incelesinler. Belli ki sıra artık Ekrem İmamoğlu’nda… Erdoğan’a yapılanın kat ve kat fazlasını yapıyorlar, iş hukuksuzluğa, zalimliğe dönmeye başladı artık.
İmamoğlu’na kendi memleketinde salon vermediler de ne oldu?
Sadece bu saçma zalimlikleri ile kaldılar.
Sevenleri, ‘Öz Evlatlarını’ (hediye çay paketi, makarna olmadan!) bağırlarına bastı.
Bu arada:
Engellemeler bir yana.
Olabilecek en kötü saate program konuldu.
İftar sonrası, hem de yeni bir heyecana giren Fatih Tekke’li Trabzonspor’un maçı ile aynı saatte hem de!
Ama coşku büyüktü.
Küçük çocuklar vardı, ülkeden kaçma hesapları yapan gençlerin sayısı çoktu. Kadını erkeği, yaşlısı oradaydı, aile havası vardı.
Mitingin doğduğu mahallede olması güzel bir tesadüf oldu.
Yine aynı kararlılıkla çıktı hemşerilerinin karşısına.
Samimi bir ortamda başladı, büyük bir coşku ile devam etti.
Kendinden emin, diplomasından emin, halkın güveninden emin, kazanacağından emin bir konuşma yaptı.
Çocukluğunu, gençliğini, yaylalarını, okul yıllarını kalecilik hayalini de anlattı, kendisine yapılan saldırılara karşı korkmadığını da. Projelerini de anlattı, iddiasını da.
‘Bizim Ekrem’, horon ile tamamladı geceyi.
***

İktidarın artık hatadan dönmesi gerekir.
Türk siyaset tarihinin en çok üzerine gidilen bir insan profili oluşturdular.
Üzerine gittikçe büyütüyorlar.
Her hamlelerinde ‘Karşısına çıkmaya çekiniyorlar’ savına inananların sayısı artıyor.
Belli ki; iktidarın bütün avantajları ellerinde ama ‘Gel çıkalım er meydanına, boyunun ölçüsünü al’ diyemiyorlar.
İtiraf edemiyorlar ama biliyorlar; İmamoğlu güçlendikçe güçleniyor.
Artık yeni bir strateji geliştirmek zorunda Cumhur İttifakı.
Yıllardır ‘soruşturma’ hamleleri dışında etkili bir yol bulamadılar ve anketler gösteriyor ki bu yol kendilerini karanlığa götürüyor.
İmamoğlu döneminde 6 yılda 1200 müfettiş, ondan önceki 25 yılda 200 müfettiş!
Artık vicdan sınırını da aştı bu durum.
AK Parti çok tekrara düştü.
Yeni bir şey söylemeleri lazım!