Trabzonspor’un U19 takımı, Avrupa futbolunun devlerinden Inter’i eleyerek tarihi bir başarıya imza attı. Bu zafer, sadece futbol sahasında değil, aynı zamanda gençlerin potansiyelinin her alanda ne denli büyük olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Ancak ne yazık ki, ülkemizde ve dünyada gençler her zaman hak ettikleri değeri görmüyorlar. Sahada kahraman ilan ettiğimiz bu gençler, düşüncelerini barışçıl yollarla dile getirdiklerinde ise baskıyla karşılaşabiliyorlar. Son İstanbul uygulamaları maalesef bu konuda çok üzücü ve gençler açısında tarifi imkansız kırıcı olmuştur. Koskoca devlet; 18-20 yaş aralığındaki üniversite öğrencisi gençleri, dünyanın gözü önünde, hiçbir kanunsuz eylem ve söylem içerisinde olmadıkları halde, sadece özgürlük talebinde bulundular diye, yere yatırarak “ters kelepçe” vurup gözaltına alarak, alelacele tutuklaya bilmiştir. Bu; Nasrettin hocanın oturduğu dalı kesmesine benzer. Gençliği olmayan, gençliği cesaretlendirilmeyip bastırılan milletlerin geleceği de olmaz! Yetkililer bunu nasıl bilmezler!
Bugün gençler, daha iyi bir gelecek, özgürlük ve adalet için seslerini yükseltiyorlar. Ancak bu talepler çoğu zaman korkuyla, baskıyla ve hatta hukuksuz cezalarla bastırılmaya çalışılıyor. Oysa demokrasiler, gençlerin enerjisi ve eleştirileriyle güçlenir; onların özgürce konuşabildiği, korkmadan fikirlerini paylaşabildiği toplumlar gelişir. Futbol sahasında efsaneleşen gençlere nasıl sahip çıkıyorsak, meydanlarda, kampüslerde, sosyal medyada sesini duyuran gençlere de sahip çıkmalıyız. Onlara yol göstermeli, rol model olmalıyız. Tabi bu onların meşru ve hukuki haklarını kısıtlamak ile olmaz!
Barışçıl gösterilere katılan gençler, düşman değil; aksine ülkenin vicdanıdır. Onları tutuklamak, şiddetle bastırmak, geleceğe vurulmuş en büyük darbedir. Oysa bu gençler, hak ettikleri özgürlüğü yaşadıklarında, sadece sahada değil, hayatın her alanında büyük başarılar elde edebilirler.
Eğer Trabzonspor’un gençleri futbolda dünya devleri olan; Jeventus’u, Atalanta’yı ve son olarak da İnter’i eleyebiliyorlarsa, özgürlük içinde büyüyen gençler de ülkenin kaderini değiştirebilir. Savunma sanayinde imkan verilen gençlerin neleri başardığını bütün dünya alkışlamadı mı? İşte bu gençler, bugün yerlerde sürükleyip, tutukladığımız parmak kadar çocukların okullarında okumuşlardır. Sıradan bahanelerle tutukladığımız gençler de yarınlarda daha büyük başarıları ortaya koyacak milli ve ilmi güçlerimizdir. Bunu görmemek asla vatanseverlik olamaz!
Unutmayalım: Ne varsa gençlerde var! Onlara kıymayalım, özgürlüklerini ellerinden almayalım. Onları susturmaya çalışmak yerine, dinleyelim, anlamaya çalışalım ve en önemlisi, onların hayallerine ket vurmak yerine onlara destek olalım. Çünkü gençlerin sesi kesildiğinde, bir ülkenin geleceği de susar.
Gençlerimiz için ülkemizi yaşanmaz hale getirip, ardından da ülkeyi terk etmelerine seyirci kalmak tarihi bir hata olur!
Trabzonsporlu gençlere ve onların şahsında geleceğimizin teminatı olan bütün Türk gençlerine selam olsun.
Bir eğitimci olarak; Türk milleti adına, Atatürk’ün geleceğimizi emanet ettiği Türk gençlerinin; kanun ve kurallara uyarak, eski sokak protestolarına asla benzemeyen ve onu tekrar etmeyen olgunluktaki meşru hakları olarak yaptıkları gösterilerden dolayı, onları kutluyorum.