Trabzonspor’un efsanesi Şenol Güneş’in başarılı olacağına yürekten inananlardandım.
Futbol bilgisi, bugüne dek çalıştırdığı takımlarda oynattığı pozitif futbolun, Abdullah Avcı sonrasında Trabzonspor’a ilaç olacağını düşündüm.
İlk bölümde zorluklar yaşaması kabul edilebilir bir durumdu zaten.
Devre arası transferler sonrası umut verici bir görüntü çizmişti Güneş’in öğrencileri. Antalyaspor maçı ile başlayıp Çaykur Rizespor kupa maçı ile tamamlanan galibiyet serisinde sadece sonuç değil, topa sahip olma, pas sayısındaki büyük artış ve bol goller ile Güneş sisteminin oturmaya başladığını hissettik.
Ama 5 eksikle gittiği Konyaspor maçında alınan sonuç, takımın adeta tüm enerjisini aldı. Kırılma maçıydı, hakem de devreye girdi, kaybetti, adeta tükendi!
Hatayspor maçı ise kendi kariyerinin en dramatik maçlarından biriydi, hakem de devreye girdi (!), kaybetti ve kaçınılmaz son geldi.
Görevi Fatih Tekke’ye devretti.
Papara Park’ta düzenlenen törene gitmesi, öğrencisini onore etmesi kendi adına kalite, camia adına güven veren bir davranıştı.
Yolun açık olsun Şenol Güneş...

Artık söz Fatih Tekke’de. Çalıştırdığı kulüpler içinde taraftarı ateşli sadece Bursaspor vardı, oradaki macerası zaten çok kısaydı. Biraz da Denizlispor. Kariyerini çoğunlukla İstanbulspor, Alanyaspor, K. Erciyesspor gibi bu anlamda rahat ortamlarda geçirdi, baskı görmedi.
Şimdi yeni bir yola çıktı.
Bu kez çok büyük bir camiada.
Sadece taraftarı değil, kendi dünyasının en önemli yerine koyduğu bir camiada. Başarısızlık için camia baskısına gerek yok, kendini burada zaten kendi yer! Kendiyle savaş halinde bir isim, yenilgiyi asla kabullenemediği için baskıyı kendi kurar içinde.

**

Bundan önce iddiasız takımlarda görev yaptı. Bütçesi oldukça sınırlı kadrolarla yol aldı. Bazı maçlarda 10 kat bütçeli rakiplerle mücadele etti.
Dolayısıyla teknik direktörlük kariyerindeki maç başına puan ortalamasının 1.25 seviyelerinde olmasının bizce bir anlamı yok.
Takip ettiğimiz kadarıyla, tam da Trabzonspor taraftarının sevdiği, topa sahip olan, hızlı hücum eden, kaptırılan topları erken geri almak için büyük mücadele veren bir sistemin temsilcisi Fatih Tekke.
Alanyaspor ile geçen sezon rakip yarı alanda topa sahip olma yüzdesinde, Süper Lig ekipleri arasında ilk sıralarda olması, Fatih Hoca’yı özetliyor zaten.

Zor bir dönemde geldi Trabzonspor’a.
(Gerçi, iyi bir dönem olsa zaten teknik adam değişikliği olmazdı, değil mi!)
Zorlukları bile bile, hayalini kurduğu dümene geçti.
Şenol Güneş’in sert, futbolcuları zaman zaman tedirgin eden tavırlarının aksine, onlarla iyi ilişkiler kuran, şaka yapan ve stresi azaltan bir isim olması, bu dönemde tam da gerekli olan duruş. Trabzonsporlu futbolculara sistemden, taktikten öte moral lazım, güven lazım.
Bu hastalığa, Fatih Tekke’nin pozitif kişiliği ilaç gibi gelebilir.

**

Bu arada;
Türkiye'nin en önemli futbolcularından biriydi Fatih Tekke...
Ama gerek milli takımda, gerekse UEFA Kupası’nı kazandığında, hatta maçın adamı seçildiğinde bile hak ettiği değeri göremedi.
Yani Fatih Tekke’nin Türk futbolundan alacağı var.
Sporcu olarak olmadı, bunun teknik adamlıkta gerçekleşmesi tek dileğimiz.

Hayırlı olsun Kral. Başaracağına inanıyoruz.
Yolun açık olsun Fatih Tekke...