Herhangi bir vasıta kullanmadan çıplak gözle görebildiğimiz, vasıtasız konuşabildiğimiz mesafede olan kimselere yakın komşu; bu şartları taşımayacak uzaklıkta olan kimselere de uzak komşu denir. Yani mesafe olarak bize yakın olan kimselere yakın komşu; uzak olanlara da uzak komşu denmektedir. Diğer taraftan dünyanın neresinde veya ne kadar uzak mesafede olursa olsun din birlikteliği içinde olduğumuz kimselere yakı komşu; din birlikteliği olmayan kimselere de uzak komşu denmiştir. Dolayısıyla dünyanın neresinde olursa olsun bizimle aynı dini inançları taşıyan kimseler bizim yakın komşumuzdur ve onlar bizim kardeşlerimizdir. Zaten yüce Allah da Kuranı Kerimde “Bütün müminler ancak kardeştir.” buyurmuştur.
Toplum içinde yaşayan insan yaptığı her bir davranış ve söylediği her bir sözden ötürü sorumludur. Bu sorumluluk bazen bizi yaratan Rabbimize karşı olurken bazen kendimize karşı, bazen anne babamıza ve ailemize karşı olur bazen de komşularımıza karşı olur. Komşularımız bizimle aynı dini inanç içerisinde olmasa bile onlara karşı komşuluk hukuku açısından sorumluyuz. Allah Rasulu “Cebrâil bana komşuya iyilik etmeyi tavsiye edip durdu. Neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım.” Buyurduğu hadiste bütün komşuları içine alacak şekilde kapsayıcı olarak bildirmiştir.
Diğer taraftan yine Allah Rasulu “komşusunun kendisinin emniyetinden ve huzurundan emin olmadığı kişi gerçek anlamda iman etmiş olamaz” buyurarak komşunun güvenirliğine ve emniyetine işaret etmiş, komşuların birbirine karşı sorumluluklarına dikkat çekmiştir.  Komşular birbirine güven verici olmanın ötesinde birbirinin emniyeti olmalıdır. Bir diğer hadisi şerifte de Allah Rasulu “Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse komşusunu rahatsız etmesin.” buyurarak komşuların birbirine eziyet etmemeleri gerektiğini bildirmiştir.
Komşuların bize iyi davranmamaları bizim de iyi davranmamamızı haklı kılmaz. Zira gül, menekşe, papatyayı herkes evinde süs bitkisi olarak yetiştir. Önemli olan ısırganı besleyip, yetiştirip güle, menekşeye dönüştürmektir. İyi davranan komşu ile herkes iyi komşuluk ilişkisi içinde olur. Bize kötülük yapan komşumuz ile iyi ilişkiler içinde olabilirsek onun bizim iyilik rüzgârımızdan etkilenip iyi komşuya dönüşeceğine zamanla şahitlik edebiliriz.
Komşularımızla olan münasebetlerimizi şu çerçevede planlayabilirsek hayatın tadına ve mutluluğun zirvesine ulaşma ihtimalimiz yükselir:
    •    Borç veya ödünç bir şey isteyince vermek.
    •    Yardım isteyince yardımına koşmak.
    •    Hastalanınca ziyaret etmek.
    •    Maddî sıkıntıya düşünce gözetip kollamak.
    •    Mutlu günlerinde sevincine, kederli günlerinde üzüntüsüne ortak olmak.
    •    Cenaze merasimine katılmak.
    •    Yemek yapınca ona da bir miktar göndermek.
    •    Zaman zaman hediye vermek.
    •    Selamlaşmak, hal hatırını sormak.