Haksızlığı, hukuksuzluğu güç zannedenler..
Yalana, harama, zinaya, ribaya yol verenler..
PKK'yı güçlü bir şekilde Meclise sokanlar..
Sınırlarımızı "yolgeçen hanı" haline çevirenler..

Kendi vatandaşına 949 TL asgari ücreti layık görürken, 3 milyonluk Suriyeli mülteci için 5 milyar dolar harcayanlar..
Seçim kazanmak için tarafsızlığını terk edenler..

8200 kelimelik Kürtçe zannedilen kelime ile 300 bin kelimelik Arapça ile yazılan yüce kitabımızı Kürtçeye çevirttiğini zannedenler..

İslam'ın o yüce kitabının insanı çarpacağını unutanlar, mevcut duruma göre de çarptığını hala görmek istemeyenler..
Ortadoğu'yu dizayn edeceğim, Esad'ı düşüreceğim, Mursi'yi kurtaracağım derken kendi iktidarını kaybedenler..
Başbakanlığın bir yıllık ödeneğini 5 ayda harcayıp bunun hesabını veremeyenler..
Sıkılmadan hala "zarrap" denilen acem uşağına, bakanlarına plaket verdirenler..
Milletin inançlarına hakaret edenleri hala başdanışmanlıkla ödüllendirenler..

Emirle gazeteci tutuklatıp, en ufak bir eleştiriyi hakaret olarak görüp hemen "hesaplaşacağız" tehdidinde bulunanlar..
Havuz medyası ile algı operasyonları düzenlemeyi varlık sebebi olarak görenler..
Okul müdürlerini haksız ve hukuksuz görevden alarak, eğitime dip yaptırıp, nesilleri mahvedenler..
Vatandaşın camisini, problemi olduğu zaman koşup danıştığı müftüsünü, derdi olduğu zaman anlattığı ve yardım istediği, köyde muhtarını ilçe de kaymakamını, ilde valisini siyaset cephesinde asker olarak kullananlar..

Kendileri sırça köşklerde oturup, vatandaşa boğaz tokluğuna yaşamayı "kader olarak" belletenler..
Polis Akademilerini kapatarak, paralel mavrası bahanesiyle binlerce öğrenci ve aileyi mağdur edenler..
Yol yaptık, tünel yaptık sloganları ile insanların acıktığı zaman asfalt ve tünel yiyemeyeceğini düşünmek istemeyenler..
Memleketimizde tüten bütün bacaları satarak, söndürenler..

Doğu ve Güneydoğuda; askeri kışlaya, polisi karakola hapsederek alanı PKK'ya ikram edenler..
Sadece 2014 yılında ülkemizde boşanma oranının %4,5’e çıkmasına sebep olarak boşanmayı teşvik edenler..
Ortadoğu’da var olan etkinliğimizi sloganlara feda edip, dünyadaki itibarımızı sıfırlayanlar..
Bu çöküşü "onurlu yalnızlık" olarak tanımlayıp, güya onurumuzu koruduklarını zannedenler..
Teknik meselelerde bile teknolojik deliller yerine, ne olup olmadığını, hissettiklerini söyleyenler..
Mahkemeleri darmadağın ederek; hâkim ve savcı dokunulmazlığını kaldırıp hukukun üstünlüğünü zayıflatanlar,
Kendilerini İslami söylemlerle tanımlayıp yücelttiğini zannedenlere karşı en küçük bir uyarıda dahi bulunmayanlar..
Üniter devlet anlayışını paramparça ederek, bu milletin dişiyle-tırnağıyla oluşturduğu milli yapımızı çözülme aşamasına getirenler..

 Milli ve manevi değerlerimizin bütününün adı olan "milliyetçiliğimizi" ayaklar altına alanlar..
DAL KIRILDI, KUŞ UÇTU!
Uçan kuş bir daha asla kırık dala konmaz; konacağı dalı çok daha iyi seçerek aynı hataya bir daha düşmez, güç kırıldı, iktidar bitti, hala uyanmadınız mı?