Şu bir gerçek..
Bacasız sanayi turizmin gelişmesi için son 20 yılda ilimizde devlet eliyle büyük yatırımlar yapılmıştır.
1987 yılında zamanın Orman Bölge Müdürü Hamdi Özer ve Maçka Orman İşletme Müdürü Musa Akşan el ele vererek Meryemana’ya 10 adet bungolov ev kurup yaptıkları kır kahvesiyle bir atılım başlattılar. Aynı yıllarda zamanın devlet bakanı Eyüp Aşık Uzungöl’ün yolunu ihale ettirerek oradaki insanları bungulov ev ve restoranlarda balık havuzları yapmaya teşvik etti .
Aynı  yıllarda merhum Vali İsmet Gürbüz Civelek Hıdırnebi yayla kenti İl Özel İdare kaynaklarından bu şehrin ilk yayla kentini ihale edip çok kısa sürede hizmete açtı.
Ve zamanın Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın ziyaret ettiği bu tesisin yolunu Karayolları ağına alarak ihale ederken bir kısmını beton yol, bir kısmını da satıh kaplama olarak yapılmasını sağlayarak çizgi ve sis lambalarını vurarak yolu güvenli hale getirdi.
 2002 yılında Karayolları ağından çıkarılan bu yol Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü’nce defalarca ihale edildi. Ancak bir arpa boy yol gidilmedi. Yalnız bu tesis değil 2000 yılında zamanın Valisi Adil Yazar Düzköy ve Işıklar yayla kentlerini ihale etti.
Çok kısa sürede bitirip hizmete de açtı ancak yolunu ihale etmeye görev süresi yetmedi. Ve son yıllarda körfez ülkelerinden ilimize gelen turist sayılarında inanılmaz bir artış oldu.                                                Buna Ramazan Bayramı’ndan itibaren Kuveytli turistler de eklenecek.  THY, DOKA ve TTSO işbirliğiyle gerçekleşen bu turların ilimize başlamasını sağlayan THY Genel Müdürü Temel Kotil, DOKA Genel Sekreteri Çetin Oktay Kaldırım ve TTSO Başkanı Suat Hacısalihoğlu’nun verdikleri mücadeleyi takdir etmemek mümkün değildir.
Arap  turistler bu şehre durduk yere gelmedi.
Bu ekip gidip oralardaki fuarlara katıldı, bu şehrin zengin doğal güzelliklerini, doğa harikası Uzungöl’ü, dağlarımızı yaylalarımızı tanıttılar.
Körfez ülkeleri bizden sonra İzmir, Antalya, Bursa, Samsun vilayetlerinin dikkatini çekmiş olacak ki bu illerimizin büyük şehir belediyeleri devreye girmiş, Kuveyt’te kültür daire başkanlarını göndererek turizmi pazarlamaya çalışmaya başladılar.
İç çekişmelerden fırsat bulamayan Trabzon Büyükşehir Belediyesi buraya bir temsilci gönderemeyince Trabzon’u anlatmak görevi  vali yardımcısı ve DOKA yetkililerine kaldı.
Bir zamanlar yine böyle kısa adı TURSAB olan uluslar arası seyahat acenteler birliğinin genel başkanı hem şehrimiz Başaran Ulusoy ve il temsilcisi Ecz. Suat Gürkök 1990’lı yıllarda Rus turizminin gelişmesi için gemi ve uçak kiraladılar.
Haldeki komisyoncular Rusya’da gidip pazaryeri kiraladılar, gemi alıp nakliye şirketleri kurdular.  Antalya, Mersin’de arsa arazi ve hatta fabrika kiraladılar. Sochi olimpiyatları dolayısıyla liman yük trafiğine kapatılınca Samsun’a göçtüler .
Orada TIR garajları kurdular ev arsa araziler satın aldılar, oradan nakliye yapıyorlar bir daha Trabzon’a dönmeyi de düşünmüyorlar.
Çanta turizmi ise nataşa turizmini tetikliyor gerekçesiyle tamamen bitirildi. Çünkü bu ile tayin olan vali ve emniyet müdürleri nataşa ile mücadele edelim derken BDT ile olan ticareti bitirdiler.
Son günlerde yapılan turizm toplantıları iyi güzel de..
Ama sonuç almamız mümkün değildir.
Önemli olan zihniyettir..
Önemli olan zihniyet değişimidir..
Önemli olan ‘bugün ne alırsam kardır’ anlayışının dışına çıkıp yarınları da düşünmektir.
Geçmişten ders alıp geleceğe bakabilmektir. Burada esnafımıza büyük iş düşmektedir. 
 Arap turizmi gibi bir büyük nimeti ganimet sayıp bu insanları soymaya kalkarsak, kendi ayağımıza kurşun sıkarız bu böyle biline!