Çok çalışkandı ve olayların her bölümünde mutlaka bulunurdu; ve özellikle işçilerle çok yakın mesaisi olur, onları anlamaya çalışırdı! Diğer bir özelliği de paylaşımcı ve merhametli olmasıydı. Yaşamı boyunca paraya hiç önem vermedi. İnsana, insan olduğu için önem ve değer verirdi.
Çok idealistti! Herkese saygılıydı. Sakin ve doyurucu, üstelik ikna edici konuşurdu. Hiç kimseye üstten bakmadı. Erdemli, paylaşımcı, uzlaşmacı, sevecen bir yaşamı halkımızla bütünleşerek yaşadı. Partililer için dürüst siyasetin yaşayan bir rehberiydi.
Ego yapacak kadar birikimi olduğu halde hiçbir zaman bu duygunun esiri olmadı. Makamını hiçbir zaman kendi çıkarı için kullanmadı. Yaptığı hizmeti 'Siyasette referans ve sıçrama yeri olarak kullanırım!' hevesine girmedi.
Öyle tok gönüllü idi ki Trabzon'da kiracı yaşayarak iki dönem Trabzon Belediye Başkanlığı yaptı. Öyle zengin bir gönlü vardı ki ev ve de mal mülk sahibi olma isteği onda olmadı. Ne tuhaf değil mi? Şimdiki belediye başkanlarını düşününce 'Bu nasıl bir zenginlik!' diye geçiriyorum içimden.
Hiçbir şeye görüldüğü gibi bakmazdı. Olduğu gibi kabul etmeyip, irdeleyip araştırarak görünenin ardındakini de görmeye çalışırdı. Görevini adanarak yapardı. Aklından hiç kötülük geçirmezdi. Belediye başkanlığını hiçbir zaman güçlü olmak için kullanmadı.
Ben merkezli bir yönetimin içinde hiç bir zaman olmadı. Yaşadığı yerin içinde bulunduğu toplumla kaynaşmayı, çevresiyle anlamlı ilişkiler kurmayı, bilgiyi, sevgiyi ve başarıyı paylaşmayı her zaman önde tuttu. Bu zaman diliminin modası haline gelmiş "Ben yoksam her şey bir hiç!" aynasında kendisini görmedi.
Görevdeyken 12 Eylül Askeri Darbesi olduğunda 'Partinden istifa et; belediye başkanlığına devam et!' teklifini bir asker disipliniyle geri çevirdi. Partisinin yasaklı olacağını bildiği halde partisini terk etmedi. Beraber çalıştığı ve arkadaşı olduğu kişi tarafından askeri darbe ile yolu kesildi. 2 Temmuz 1980 tarihinde ordu komutanı tarafından yazılı olarak takdir edilen ancak 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi ile görevinden alınan herhalde tek başkandı!
1980 ihtilalinden sonra CHP'nin yeniden açılmasında öncü rolü üstlenip meşale görevi yaptı. Daha çağdaş bir Türkiye için hiçbir zaman elini taşın altından çekmedi. Hatta zaman zaman o elini ezdi.
Çok daha ileri düzeyde temsil yeteneğine sahip olmasına rağmen 'O kişi' azla yetindi. Trabzon tarihinde önemli yer tutmakla kalmayıp Türkiye siyasetinde önemli yer alabilecekken her göreve layık olma azmi içerisinde son nefesine kadar çalıştı.
Ne kadar dürüst, ne kadar çalışkan, ne kadar davana bağlı, ne çok insana iyilik yaparsan yap, ne kadar ölmezoğlu ölmez olursan ol bir insan siyasette popülerliğini kaybettiğinde unutulmak kaçınılmazdır! Bazı insanların unutması ayıp değil de davanın savunucuları bayrağı eline alan yetkili partililerin unutmuş olması hiç yakışık almıyor!
Yaptıklarıyla kendi menfaatini değil, halkın menfaatini düşündüğünü yaşamıyla kanıtlamıştır. İnsanlara önyargılı davranmamanın ne olduğunu ayna tutarak göstermiş, tavrında tek bir samimiyetsizlik görülmemiştir. Yüreğinin kıvrımında kötülük olmayan, dürüst siyasetin rehberi olmuş bu insanın kendi partisine ait siyasetçiler tarafından Maçka'da mezar ziyaretleri yapılırken O'nun mezarının ziyaret edilmeyişini hep üzüntü ile izlemişimdir. Bakalım bu yanlıştan ne zaman dönülür.
Bu vefasızlık unutkanlığını devam mı ettireceksiniz?
Yaptığınız yanlıştan dönmeyecek misiniz?
Bu durum sizi hiç rahatsız etmiyor mu?
Siz bilirsiniz!
Sevgili Belediye Başkanım merhum Sefer Özgür'ün anısı önünde saygı ve özlemle eğiliyor, kendi deyişiyle 'Sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum!'