Trabzonspor oyuncu gurubu ile bu oyuncu gurubunun sahada oynamaya çalıştığı “oyun arasında neredeyse asimetrik” diyebileceğimiz yaman bir çelişki hemen göze çarpar. Türk tarzı futbol oynama pratiği için yeterli sayılabilecek özelliklere sahip olan bu oyuncu gurubunun, beşinci sınıf bir amatör takım görüntüsündeki oynama biçimi üstünde ciddiyetle düşünülmesi gereken çok temel birkaç soruna işaret eder.
Sorunların ilki; hemen söyleyelim sportif değil, kültürle ilgili. Buradaki kültür kavramının içeriğini dolduran iki olgudan biri kısmen kente egemen olan muhafazakar sağ ideoloji ile diğeri bugün Trabzonspor yönetimine egemen olan militan, milliyetçi, muhafazakar kültürdür.
Trabzonspor geleneklerinin biçimlendirdiği görece reformist kültürü Trabzonspor yönetiminde egemen hale getirmeden, Trabzonspor geleneğinden sapma olarak ifade edebileceğimiz bugünkü yönetimin egemenliğine hem son verilemez hem de Trabzonspor tarihinin en baskın karakteri olan reformist, kurucu ve isyankar futbol anlayışına geri dönülemez.
Sorun, kendini tarih içinde ispat etmiş olması gibi, Trabzonspor’un özüne, aslına geri dönmesinden ibarettir aslında.
Şenol Güneş gibi dünya çapında bir karakteri Türk futboluna armağan etmeyi başarmış olan Trabzonspor dinamikleri ve gelenekleri, bugünün ayak bağı niteliğindeki bu yönetimden mutlaka kurtulacaktır.
Trabzonspor Türkiye’de yalnız başına “İstanbul kaotik futbolu”nun tek alternatifidir.
Türkiye futbolunun geleceği açısından hiçbir futbol takımı Trabzonspor kadar bu anlamda değer taşımıyor.