Futbolun klasiklerinden bir tanesidir "oynanmadan hiç bir maç kazanılmaz" cümlesi. Hatta bu tezi destekleyen bir başka cümle de der ki; "Kağıt üzerinde favori olmak yetmez, oyun anında da favori olmak zorundasın."
Fatih Hoca'nın maç önü demecinde dile getirdiği gibi, çantada keklik gibi görünen bu tür maçları oynamak hep risk taşımıştır. "Birileri topu içeriye sokar ve bir şekilde  kazanılır" düşüncesinin hakim olduğu maç galibiyetle noktalansa da, keyifleri kaçırmıştır.
Maçın başına dönelim; rakibin durumu ve potansiyeli de dikkate alındığında, rotasyona girmiş kadro ile sahaya çıkmak mantıklı  ve doğru olandır. Keza savunma bloğunu birlikte oynama alışkanlığı kazandırmak düşüncesiyle bozmamak bir başka doğrudur. Sorun, süre bulmakta zorlanan oyuncular başta olmak üzere, saha içinde karakter koyan, mücadele eden, tempo yapan, bir an önce fişi çekmek lazım düşüncesi taşıyan tek bir oyuncunun olmamasıdır.
Oyun taktik, organizasyon, hücum, savunma konusunda yazabileceğim tek bir done bile yoktur 90 dakika boyunca. 
Bireysel performanslara bakıldığında Cihan ve Mendy başta olmak üzere "eh işte" diyebileceğimiz bir oyuncu ismi yazamıyor olmak, olmayan oyunun özetidir. Zubkov'u içeriye  almak içeride işlerin  yolunda  gitmediğinin  göstergesi olurken, Okay hamlesi de skoru ve oyunu tutabilmenin acı fotoğrafıdır.
Visca ile hazırlanan ve sonuçsuz kalan iki pozisyonun haricinde üretememekten rahatsız  olduğunu tahmin ettiğim Fatih Hoca'nın, süreye bakmaksızın oynayan oyunculardan en az 4 tanesine kement atmaması, bu maç özelinde hoca hanesine yazılacak tek ama önemli bir eksidir.
Bu kadar olumsuzluktan sonra kağıdı düz çevirecek olursak;
Trabzonspor 2. deplasman galibiyetini almıştır.
Futbol sonuç oyunudur ve kazanılmış 3 puan vardır.
Savunmanın merkezi belli bir standartı yakalamıştır.
Visca, performans veremediği maçlarda dahi, üretilen poziyonların içinde olmaya devam etmektedir.
Mustafa, takım halinde  ortayq çıkan verime bakmadan katkı vererek oynamaya devam etmektedir.
Kupa mesaisi için süre kısalmışken,  aynı oyunun devamının gelebilme ihtimali bence çok düşüktür. Hoca, maça  özel  "oyun çizmeye" devam edecektir bence. Önemli olan, oyuncuların "çizili oyunu"  ne kadar oynayabileceğidir. Bekleyip görelim derim.
Bu arada aklımdayken söyleyeyim,
resmi olarak oynadığı son 6 maçtan 4 galibiyet, 1 beraberlik,1 mağlubiyet alarak ligde 10 puan, kupada da yarı final yapan Trabzonspor'un hocasının adı Fatih TEKKE'dir.
Sağlıcakla kalın...