Evet; itiraf ediyorum, ben de sizin gibi biriyim.
Yani aslında sessiz çoğunluktan biri.
Şöyle bir bakıyorum da;
Ne ciddi bir ekonomik dağarcığım var, ne de etkileyici siyasi bir referansım.
Ne geçmişten gelen feodal bir otoritem var, ne de güncel bir güç odağı bağlantım.
Ne hatırı sayılır kişilerle irtibatım var, ne de ürkütücü bir görüntüm.
Sıradan biriyim yani;
Ne alçak dağları ben yaratım havam var, ne de kılıçtan keskin dilim.
Ne bir şeyhle irtibatım var, ne de cambazlarla yazışmam.
Ne bir gizli ajandam var, ne de dış bağlantılarım.
Sizin gibiyim yani…
***
Asgari ücret civarlarında dolaşan bir maaş kartım var, üstelik yılın iki döneminde de hareketlenmeyi pek sevmeyen cinsinden. Öyle her gün piyasaları takip etmek gibi zor bir işim de yok doğrusu!
Ben, “Azıcık aşım, ağrısız başım” tarafındayım ister istemez.
Sizin gibiyim yani;
Haddimi bilir, sıramı beklerim.
Kurumları ve görevlileri taciz etmeyi büyük saygısızlık sayarım.
Bununla beraber, gücünü kullanıp, önden ve ekstra hizmet alanları kanıksamış durumdayım artık.
Özel ve önemli kimlikleri ve onlara yaslanarak öne çıkanları insanlık adına üzülerek izliyorum.
Bizim mağduriyetlerimize basılarak elde edilen kazanımların yarattığı dünyanın, adalet duygumu sarsmasına izin vermemeye çalışıyorum.
Sizin gibiyim yani;
Vergilerimi, haklı ya da haksız kesilen cezaları vaktinde öderim. Hukuk dışına asla çıkmam, toplumsal kurallara ve değer yargılarına önem veririm.
Ayırımcılığın acısını yaşayanlardan biri olarak, insan hakları konusunda titizlenirim.
Sizin gibiyim yani;
Kırıp dökmemeye, saçıp savurmamaya gayret ederim. Devletin malına deniz diyenlerin aksine, devleti de, malını da çok önemserim. “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” öğüdünün hayata geçeceği günleri hayal ederim.
Sizin gibi biriyim yani;
Ne kırma topuk bir ayakkabım var, ne de efelenecek bir ses tonum.
Ne kararan bir yüreğim var, ne de intikam ateşiyle yanan duygularım.
Ne egoya tutsaklığım var, ne de ego sahiplerine.
***
İşte gördüğünüz üzere, ben de sizin gibi sıradan biriyim. “Sıradakilerin sırtının” avantaj elde etme alanı olmadığına inanlardanım. Aksine, “Sıradakilerin sırtlarının” kutsal olduğuna inanırım.
***
İşte bizim hallerimiz…
Bu hallerimiz, düzenin içerisinde savunmasız savruluyor. Savruldukça kırılıyor ve inciniyor.
Ama biliyoruz ki bu hallerimiz, ülkemiz tarihinin erdemli davranışları arasında yerini alacaktır ve bu hallerimiz geleceğimizi aydınlatacaktır.
Biliyoruz ki bu hallerimiz en yüce makamda değerini bulacaktır.