Ne mübâreksin ey Ramazan-ı Şerîf !
Yine ettin Dünyamıza özel teşrîf..
Nice seneler geldin-gittin bizlere..
Hep bereket verdin bereketsizlere..
Ramazansız toplum, Güneşsiz gibidir;
Gerçek toplumculuk,özelliklerindir..

70 yaşına merdiven dayamış, ömrümün altmış senesinden beri olan mübârek (tebrike lâyık) Ramazan-ı Şerîf’in (Şeref vericinin, günâhları ışın ve şua tedavisi misâli yakıp yok edinin) gelip gitme olaylarını tam hatırlıyorum.
O zamanlar Trabzon’un merkez köylerinde bile elektirik yoktu, cami yoktu. Yol yoktu. Her sene on gün hesabıyla 36 senede bir tur attığına göre Ramazan ayı kışa veya kavurucu temmuz ağustos sıcaklarına rastladığı oluyordu.
O zamanlar tarım devri idi. Karadenizin bütün köylerinde buğday bile ekiliyordu.
Tarlalar oruçlu olarak Ramazan’da sürülüyor, ekiliyor, biçiliyor, ürün alınıyordu. Yokuş yolsuz köylere yükler sırtta oruçlu kaldırılıyordu. Ev yapan, köprü yapanlar, inşaatta çalışanlar da oruçlu çalışıyordu. Oruçlu sekiz saat bel belemek  meseleydi.
Herkes (çoğunluk) Ramazan-ı Şerifi hiç aksatmadan kutluyor ve yaşıyordu. Komşuluk, Ramazan hazırlıkları o biçimdi. Boztepe’den atılan Ramazan topu bütün köylerin tepelerinde çocuklarca izlenerek “atıldıııııı” nidalarıyla iftar oruçlulara haber veriliyordu.
Sahurlar da öyle güzeldi.
Her tarafda gaz ve mum mahyaları yanıyordu.
Dahası var: 1916-1918 Rus işgali altında Doğu Karadeniz halkı iki Ramazan geçirmiş, halk savaşta bile zerre orucunu aksatmamıştı. Şimdi sanki bu nesiller onların torunları değil, her taraf çıtkırıldımlarla doldu. Özürlüler zaten İslâmca muaf.. Fakat, eski Ramazanlar yok artık..
Eski yorgun argın halk şimdi çok borçlu. Çoklarında on-yirmi kilo fazla olduğu halde Ramazanla senede bir ay perhize giremiyor. Halbuki: demir fabrikalar bile senede bir ay bakıma alınır. Ramazan-ı Şerif herkes için bir bakıma alınma ayıdır. Üstelik ibadettir. Her perhiz ibadet değildir. Fakat Ramazan perhizi hep ibadettir.
O’nun için İslâm Dini ve Hz. Peygamber “Oruç tutunuz ki sıhhat bulasınız” buyurmaktadır. Kur’ân-ı Kerîm “Ey imân edenler .Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi sizden sonrakilere de korunasınız diye FARZ kılındı” haberini vermektedir. Bu nedenle tebrike lâyık olan bu ayı hep birlikte karşılayalım. Bakınız devletimiz ve milletimiz yeni bir hükümet kurmaya çalışmaktadır.
Umarız ki başarırlar. Mübârek Ramazan-ı Şerîfe de lâyık kullar olurlar.
Çünkü: Ramazan-ı Şerifte Kur’ân-ı Kerîmden bin  aydan hayırlı olan Kadir gecesine kadar, iftardan sahura, fitreye, mukabeleye, zekâta, yardımlara, bayramlaşmaya, barışa kadar çok mutluluk dolu konular vardır.
Bu nedenle  ben Kurulacak olan bu yeni hükümetimizin bir ramazan hükümeti olmasını Yüce Allah’tan diliyorum.
Zira Ramazan’da cin şeytanları bile bağlı. İnsan şeytanlarını da etkisiz hale getirmeliyiz. Ramazan ayların sultanı olarak bunun ayıdır. Atalarımız çocuklarına Ramazan adı bile koydu.
Tarihte Ramzanoğulluarı diye bir devlet bile kurulmuştur.
Neden Ramazan Hükümeti olmasın?
Her şerde bile bir hayır vardır.
Yeter ki bizim bunu anlayacak ferasetimiz ve kapasitemiz olsun.
Dünyadan Ramazan-ı Şerîfi kaldırırsak halimiz nice olur..
Toplumlar hayatı mutfakla tuvalet arasında geçen hayvanlardan bile beter hale dönüşür..
Bütün bunlardan kurtulmanın yegâne çâresi Ramazan-ı Şerîftir..
Dünya güneşsiz olsa halimiz nice olur?
Namazlarımız güneş yılına tabi iken Oruçlarımız AY yılına tabidir.
Güneşin yok olması şöyle dursun Gökteki AY’ımızın yok olmasına veya tutulmasına dayanabilir misiniz ki bunlara göre gelen Ramazan’ın yokluğuna dayanalım?