Gençler, karşı cinsin peşinde, top peşinde, oyun peşinde, gününü gün etme peşinde, internette oyun peşinde koşarken ebeveynlerin ise çocuklarının doktor, mühendis, iş adamı, şarkıcı, topçu, siyasetçi peşinde olması aslında her şeyi net olarak ortaya koyuyor. Var olan gençlik yapılanmalarına bakalım. Doğa ile ilgili olanlar, siyaset yapanlar, cinselliği ön planda tutanlar, bilim, hikmetle uğraşanlar, sportif faaliyet gösterenler vs. gençlerin ne istediğini kaçımız gerçekten dinledik ve çözüm ürettik. Zamanın ruhunu ıskalamış yapılar, zamana yenilmeye veya marjinal kalmaya mahkumdurlar.
Hangi mahalleden olursa olsun, gençler, kendi adreslerinin büyüklerinden daha samimi, daha fedakâr ve daha idealistse eğer ve büyük abiler, her şeye menfaat odaklı, maslahat odaklı bakıyorsa durup bu problemi çözmeden sonrasına geçmemelidirler. Zira tamda bu nedenle gençlik elden gidiyor.
İdeallerinin büyüklüğü oranında derdi de büyük olur dava erinin. Kaçımızın geleceğe (gençliğe) dair hesapları bizi uykumuzdan ediyor. Ailemizden, arkadaşlarımızdan, hobilerimizden zaman ayırarak kaç gencin derdine derman olmaya çalıştık. Sadece kitap okutarak gençlerden davranış değişikliği beklemek kolaycılığı, gençlerin bu kolaylıkla bizlerden uzaklaşmasına sebep oluyor.
İdeal sahibi bireylerin veya yapıların gençlerin sorularına cevap, dertlerine derman, ihtiyaçlarına karşılık olabildiğimiz ölçüde idealist bir gençlik oluşturabiliriz. Tabeladan ibaret, reklam amaçlı kurulan sivil toplum örgütleri misyonsuz ve vizyonsuzlukları ile örnek olamayacaklardır. Sivil toplum örgütlerini gerçek hüviyetlerine kavuşturmalıyız. Unutulmamalıdır ki teşkilatsız hiçbir yapı toplumsal değişime dair kalıcı etkiler bırakamazlar. Bir şeyler yapma çabası içinde olan cemaat, STK tarzı yapılar acilen chek-up yapmalı ve bu sorumlulukla örneklik oluşturmalıdırlar.
Gençlerin eğitim programları için nebevi hareket yöntemi olan tedricilik güncellenmelidir. Gençliğin sadece uyuşturucularla uyutulmadığını bu zamanda televizyon, sinema, futbol, internet gibi büyük etki bırakan sektörlerle nasıl mücadele edeceğimizi veya nasıl kullanabileceğimize karar vermeliyiz. Bu doğrultuda ivedilikle çalışmalar yapmalıyız. Yapacağımız çalışmaların gençliğin özelliklerine uymasına dikkat etmeliyiz. Gençlik heyecan ister hareket ister, isyankâr bir yapısı vardır, hissiyat ön plandadır, özel bir yapının öznel bir parçası olmak ister, acelecidir, cesurdur, hesapsızdır gibi birçok özelliğini bilerek çalışmalıyız. Oysaki gençliğin bu özellikleri eğitilmeli ve bilinmeli ki, bu özellikler olmadan hiçbir yapı başarılı olamaz. Yoldaki işaretlere dikkat etmeliyiz. Hayatın her alanına stantlar kurmalıyız. Bu işaretler bu stantlarda teşhir edilmelidir. Albenisi olmayan, sapmaya yol açan, ideallerle bağdaşmayan ürünlere, karlı gibi görünse bile asla tevessül edilmemelidir. İdeal zirvedir, en üst aşamadır. Gençlik ömrün en verimli çağıdır. Bu gençlik, Mehmet Akif´te Asımın neslidir. Asımın nesli varoluşun güvencesi, hakkın gür sesidir. Toplumun tertemiz vicdanı, zaferin olmazsa olmazıdır.