Günümüzde marka şehirlerin estetik görünüşleri çok değerli bulunmaktadır. Özellikle bu tür şehirlerin giriş ve çıkışları ile varsa liman alanlarının görünümü aynı zamanda şehrin yönetim anlayışının da göstergesi gibidir. 

Marka ve modernleşme arayış ve gayretleri içerisinde olan şehirlerimizin en büyük handikapları, şehir merkezleri dışında zamanla oluşan ve kontrolsüz büyüyüp, seçimden seçime genişleyen “varoş” adı verilen yerleşim ve kullanım alanlarıdır. 

Bu açıdan bakıldığında şehrimizin Erzurum tarafı, yani güney giriş bölgesi perişan haldedir. Planlanmış ve zamana bağlı çalışmalar varsa, bu çalışmaların en kısa zamanda ve en hızlı bir şekilde yapılıp bitirilmesi gerekmektedir. Çünkü Trabzon gibi marka bir şehre bu görüntüler yakışmamaktadır. 

Daha önce de, defaatle belirttiğimiz halde, Uzun Sokak’taki cadde zeminine döşenip, yer yer yürünemeyecek hale gelen bölümler her nedense bir türlü tamir edilemiyor! Tamirat geçiren bölümlerse kısa zamanda eski haline dönüyor. Bu nasıl denetim, bu nasıl ustalık anlamak mümkün değil!

Ve yine Kahramanmaraş Caddesi’nde de aynı yanlış durum devam ediyor. Cadde zeminine serilen malzeme kısa sürede deforme olarak çıkmaya başladı. Yüklenici firma deforme olan alanlara “yama” yapmaktan yorulmadı! Ama durumda değişiklik yok. Yama yapılan yerler de kısa sürede eski haline dönüyor!

İnsan merak ediyor ve soruyor; belediyenin bunca imkânına, nitelikli elemanlarına rağmen, şehrin merkezindeki bu rezaletin sebebi nedir? İnsanların “göz estetiğinin” sizler için bir önemi yok mu? Yoksa bu çalışmaları denetlemek için mühendisleri değil de, dağdaki çobanları mı görevlendirmişsiniz de, kamuoyunun haberi yok!

Şehrin doğu tarafından gelen araçlar limana yaklaşınca liman alanında “kömür dağları” ile karşılaşıp irkiliyor! Limana gelen kömürlerin, liman alanının ortasına boşaltılıp, aylarca orada kalma sebebi nedir? Bu kömürü ithal eden şirketlerin depolama alanı yok mu? Yağmurlarla kömür tozları denize, rüzgârlarla havaya karışıp ciğerlerimize kadar iniyor! Bunun adı nedir ey yöneticiler? 

Hem liman alanının bu kadar işgal edilmesi doğru mu? İskenderun’da gördük, gemilerden indirilen konteynırlar aralarında mesafe bırakılmadan “balık istifi” gibi liman alanına düşüncesizce yerleştirildiklerinden dolayı yangında aralarına itfaiye araçları giremedi ve günlerce yandılar, milyarlarca servet heba olup gitti! 

Şimdi aynı durum Trabzon Limanı’nda yaşanırsa ve itfaiyenin müdahalesini bu kömür dağları engellemiş olursa bunun da adı “kader” mi olur acaba! 

Seçimden seçime değil, gerektiği zaman gereken çalışmaları yapmayıp makyajlamayı sanat zanneden anlayışların beş kuruşluk değerinin kalmayacağının görüleceği günler uzak olmaz inşallah diyorum.