Bir müddet önce TRT1’de perşembe akşamları yayınlanan çok hoş komedi bir dizi olan Zengin Kız Fakir Oğlan’ı izledim. Bu dizi ve diğer yayında olan dizilerde de genellikle mesajlar verilmektedir. Bu bölümde izlediğim dizide dilimizdeki yabancılaşma hastalığıydı. Dizinin izlediğim bu bölümünde evin kızlarından birine nişanlısı hediye olarak bir cins köpek alır. Sıra hediye olarak alınan köpeğe isim verilmesine gelir. Tartışmaya başlarlar. Nişanlılardan biri senin gibi zengin bir kıza hediye edildiğinden ismi ‘şanslı’ olsun der. Diğer bir isim ‘zengin’i önerir. Kız ise olmaz bu isimler çok bayat. Ona en iyisi ‘loki’ diyelim der. Loki İngilizcede şanslı manasına gelmektedir. Daha sonra İngilizce isim olan ‘loki’ kabul görür ve bu isim verilir.
Sizce de tuhaf değil mi, bu ülkede şehirlerdeki tabelalarda çok büyük oranda özellikle İngilizce isimler kullanılmaktadır. Sanırsınız ki İngiltere ya da Amerika’da yaşamaktayız! Tabelalara şöyle bir bakalım; FBA,Macdonals ve KOTON vb. diğer yüzlerce yabancı isim şehirlerimizde sokaklarımızı doldurmaktadır.
Ya da konuyu şöyle başka bir alana getirelim. Nedendir bu ülkede bilim dili Türkçe değil de İngilizcedir?! Niçin binlerce yıl tarihi geçmişi olan bir millet Türkçe düşünüp yazmaz da İngilizce düşünüp yazmaya mahkum edilir?! Ben bunu kesinlikle kabul etmiyorum.
İşin burasında anlaşılan hala bizler evet bir kurtuluş savaşı verdik ama tam bağımsızlığımızı elde edemedik. Baksanıza Kurtuluş Savaşı’nın üzerinden onlarca yıl geçti bizler hala bilim dilinde İngilizceyi uygun bulup evlatlarımıza İngilizceyi dayatmaktayız. Bak ha sakın farklı bir dille bilimsel çalışma yapma. Eğer mesela Türkçe Arapça ve diğer herhangi bir dilde eğitim yapıp eğitimini tamamlarsan sen kesinlikle akademisyen olamazsın. Seni daha baştan bizlerin direktiflerine ters hareket ettiğinizden dolayı yolunu keseriz demeye getirmektedirler. Bizler 1950’li yıllarda İngiltere’nin bağlarından kendimizi kurtardık ama baksanıza adamlar giderayak öyle bir sistem oluşturmuşlar ki bu ülkede ve diğer İngiltere’nin etkisi olan ülkelerde bilim dili İngilizcedir! Başka bir dilde eğitim yapıp çocuk yetiştiremezsiniz!
Sizce de tuhaf değil mi?! Niçin sokaklarımızda tabelalar İngilizce ve eğitim dili İngilizcedir?! Bizler Kurtuluş Savaşı vermedik mi?! Verdik! Eee ! Daha ne adına yabancılara bu kadar meyletmekteyiz?! Bizleri yöneten adamlara bu anları özellikle hatırlatmak isterim. Bu millet malıyla canıyla 1900’lü yıllarda tüm yeryüzü emperyalist devletlerine karşı büyük bir mücadele vermiştir. Allah’ın izniyle emperyalistleri denize dökmüş durumdayız. Daha ne adına halı hazırda bu emperyalist devletlere meylederiz anlamak gerçekten çok zor! Bu millet bedel ödemiştir! Bizlerin dedeleri nineleri 1900’lü yıllarda ülkemiz işgal edildiğinde bedel ödedi. Bu hakkımızı hiç kimse elimizden alamaz!
Emperyalist Avrupa, Rusya, Amerika ve İsrail işgal ettiği topraklardan hiçbir zaman bir menfaat elde etmeden çıkmaz. 1990’lü yıllarda ülkemizi işgal ettikten sonra çıkarken anlaşılan o ki kültürünü dilini dinini ülkemizde bırakarak çıkıp gitti. Aradan bunca sene geçti hala hazırda tam manasıyla kendimize gelmedik! Onlar gibi düşüp konuşuyoruz onlar gibi yiyip içip giyiniyoruz!
Bu on on beş seneden beri ülkem devletim tarihten gelen emperyalist devletler tarafından yani Avrupa, Amerika, Rusya, Çin ve İsrail gibi empoze edilen kültür emperyalizmini üzerinden atmak için canı başıyla mücadele etmektedir.
Devletimiz Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin girmiş olduğu bu kutlu yolda Milli İstihbarat Teşkilatımızı ve Genel Kurmay Başkanlığımızı daha bir milli davranmaya ve ülkeye hizmet etmek için daha aktif hareket etmesini istirham ediyorum!
Allah’ın izniyle yolumuza milli çizgide devam! Aman ha! Sakın durmak gibi bir yanlışın içerisine girmeyelim!