Toplum vicdanında derin yaralar açan çocuk istismarı haberleri sıklaşırken;
Cevaplanması gereken bazı sorular var.
Birinci soru şudur:
Bu çirkin emeller karşısında, körpe bedenler nasıl korunacak ve nasıl yaşatılacak masum yürekler?
Saklayarak mı? Zamanla unutulur diyerek mi? Yok sayarak mı? Acıyarak mı? Toplum dışına iterek mi?
Yoksa mağdurun hiç mi kabahati yok, diyerek mi?
Hadi buyurun birlikte cevap verelim ey cemiyet.
Yoksa akılcı, bilimsel ve ahlaki bir cevabımız yok mu?
İkinci soru şudur:
Nasıl oluyor da bu şeytani sapıklık, bir virüs gibi yayılıyor?
Ve nasıl oluyor da övündüğümüz toplumsal yapımız istisna da olsa, böyle bir vahşi üretime sahne oluyor?
Bu hastalıklı zihniyetle nasıl mücadele edilecek?
“Taksim’de sallandırarak” mı? Ceza yasalarını yeniden düzenleyerek mi?
Yoksa cadı avına çıkıp “Recm” uygulaması yaparak mı?
Bunların dışında başka bir cevabımız var mı?
Önleyici, tedavi edici, kaynağı kurutucu...
***
Ekran tusaklığımız; dizi, yarışma, yemek ve alternatif tıp programları üzerinden son sürat devam ediyor. Bu tutsaklık bizi uyuşuk, duyarsız ve kolay yönlendirilebilen bir toplum haline getiriyor. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi; ekranın her bir tarafından pörtleyen pazarlama sahtekarlıkları; izleyiciyi, kandırıyor, aldatıyor ve tüketime zorluyor. Siz de acaba RTÜK nerde derken, Adnan Hoca’nın ekranından kediciklerin temizlendiği haberi geldi.
Bu gelişme, RTÜK’ün mü, yoksa Cübbeli Ahmet Hoca’nın zaferi midir bilinmez!
Burada da soru şudur?
Bunca zaman kediciklerin sergilenmesi neyin popülaritesini arttırmıştır?
Adnan Hoca’nın İslami anlayışının mı, yoksa kedi popülasyonunun mu?
***
Ortalık istismar haberleriyle çalkalnırken kendilerine sözde “din adamı” süsü veren bazı tiplerin yaptığı çıkışlar, hangi amaca hizmet ediyor? Bir bilen varsa açıklasın Allah aşkına.
Evlilik yaşı, badecilik, halvet, asansör, yorgan, yastık...vb gibi salvolar ne anlama geliyor? Bu beyler neden hep bu ve benzeri konularda bilgelik taslıyorlar?
Son soru da şudur:
Bu “bilge insanların” salvoları neye hizmet ediyor?
Toplumsal yozlaşmaya mı, dini dağarcığımızın zenginleşmesine mi ?
Ve bir merak; bu “bilgeler” bir gün o alanın dışına çıkıp, gerçek hayatla ve toplumsal konularla ilgilenebilecekler mi?