Nedendir bilinmez, başarılı kurumların arkasındaki gizli kahramanlar, reklamı sevmedikleri için, insanlarımız alkışlanan kazanımların esas sahibini çoğu kez öğrenemezler. Hâlbuki bilinen bir gerçek vardır ki, o da şudur; kurumlar yöneticileri kadar başarılıdırlar. Bölgemizde faaliyette olan 50’ye yakın çay fabrikasının bölgenin ekonomik can damarı olduğunu bilmeyen yoktur. Hem kuru çay üretimi ve hem de bölge insanımızın iş istihdamı açısından on yıllardır bölgemize hizmeti olan bu fabrikaların, modernize edilerek, günün şartlarına göre yenilenip, liyakatli ve ehliyetli yöneticilerin sorumluluğunda çalışmalarına devam etmeleri çok önemlidir. Bu fabrikaların başarıları ile öne çıkmış yöneticileri zamanı geldiğinde daha yüksek görevler için düşünülüp, örnek olması bakımından mutlaka da ödüllendirilmelidirler. Çünkü atalarımız boşuna “marifet iltifata tabidir” diye söylememişlerdir.
Bu fabrikaların bağlı olduğu yönetim merkezi Rize’dedir. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü olarak bilinen bu merkez bir Genel Müdür, üç tane de Genel Müdür Yardımcısı tarafından yönetilmektedir. ÇAYKUR Genel müdürleri çoğu kez Rize bölgesinden atanmakla birlikte bazen de, Rize dışından başka bölgelerden atanabilmektedirler. Ancak Genel Müdürün başarısında birinci derece etkili olan Genel Müdür yardımcıları ise atanırlarken bazı dengelerin gözetildiği herkesçe bilinen bir gerçektir. Yani Genel Müdür yardımcılarından en az bir tanesi Trabzon bürokrasisinden seçilip tercih edilirdi. Bu hem şehirlerarasındaki dengeyi gözetmek ve hem de, kurumları şehirlere zimmetlememek adına gerekli, önemli ve ayni zamanda doğru bir yaklaşımdı. Ama gelin görün ki, son yıllardaki uygulamalar böyle olmamış, bu makamlar sanki Rize’ye zimmetliymiş gibi davranılmış, bunun neticesinde kurumun çevre illerle diyaloğu zayıflamış, bu illerdeki Pazar payı bile bundan olumsuz etkilenmiştir.
Aslında bu gün, kurum planlama uzmanlarının da, çeşitli vesileler ile dile getirdikleri gibi ÇAYKUR’da esaslı bir yeniden yapılanmaya gidilmesi en doğrusu olacaktır. Şöyle ki; Artvin’den, Trabzon’a kadar olan, geniş bir coğrafi alkandaki onlarca fabrikanın ve binlerce müstahsilin bir merkezden verimli şekilde yönetilmesinin zorluğu ortadadır. Bunun yerine cesaretli bir adım atılarak ÇAYKUR yönetimi üç bölgeye ayrılmalıdır. Trabzon, Rize ve Artvin olarak. Her bölge kendi şirketini kurarak, verimlilik ve pazarlama esasına göre bir çalışma sistemi kurmalıdırlar. Aynı zamanda her merkeze düşecek üretici sayısı da azalacağından, üretimi daha bahçedeyken kalite kontrolü altına almak daha da kolaylaşacak, hem üretim arttırılıp hem de kalite geliştirilince sektör yeni bir ivme kazanarak devlet ve vatandaşlarımızın kazanımları beklenenin üzerinde olumlu gelişecektir.
Yönetim alanında da, şehirlerarasındaki bürokratik çekişme ortadan kaldırılacak, verimlilik esasına göre birbirleriyle yarıştırılacak olan bu yeni bölge müdürlükleri kısa zamanda kendilerini ispat edebilmek adına daha büyük enerjiler ile çalışmalarını programlayıp gerçekleştireceklerdir. ÇAYKUR ekonomik kazanımlar üzerine çalıştırılan bir kurumdur. Başarılı bürokratlar ile sıradan insanların yarıştırılması mümkün olmayacağına göre, bu kuruma yıllarını veren ve kendini sektörel kazanımlar açısından ispat etmiş yöneticiler varken, ille de siyasetçilerden bir “göz kırpması” beklemek bu kurumun başarılarını yıllarca olumsuz etkilemiştir.
Buradan ÇAYKUR yöneticilerine seslenerek diyorum ki; yardımcılarınızdan birisinin mutlaka Trabzonlu olması, kurumun çıkarlarına daha uygun düşmektedir. Trabzonlu olacak yöneticininse mevcut durumda kimin olması gerektiğini doğru olarak bilemeyen bir kişinin de zaten Genel Müdürlük makamında başarılı olması mümkün olmayacağına göre, bizim burada isim zikretmemiz belki yakışık almaz. Ancak Trabzon’a doğru, kimi bu göreve atarsam kuruma katkısı en fazla olur diye baktığınız zaman öncelikle göreceğiniz kişiler bellidir. Liyakati ile ehliyeti ile kurumsal sadakati ve mükemmel hizmetleri ile göreve hazır olan kişileri bulacağınıza inanıyorum. Sayın yöneticiler, ÇAYKUR hepimizindir, unutmayalım! Bu değerli kişilerin en önemli referansları, şimdiye kadar bu kuruma yaptıkları hizmetleridir. Görev aldıkları fabrikalarda özel sektörü bile kıskandıracak başarılara imza atmış olmalarıdır. Harabe halinde aldıkları işletmeleri yıldızlı işletmeler haline getirebilmiş olmalarıdır. Hepimizce, bunun gerekli ve yeterli şart olduğuna inanıyorum.
Yüce Allah bu konuda şöyle buyuruyor; “Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğütler veriyor. Şüphesiz Allah her şeyi işitmekte, her şeyi görmektedir.(Nisa/58. Ayet)