Şükürler olsun ki Burak Yılmaz belasını başımızdan def ettik. Yazımın girişine bu kadar ağır ifadelerle başlamak istemezdim.

Bir insan ‘Nankör’ olmayacak. Nankör insana da hak ettiğini vereceksin ki toplum nezdinde ikiyüzlülüğünü gözler önüne sereceksin.

Burak Yılmaz sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada gerçek yüzünü bir kez daha gözler serdi.  

Sözüm ona biraz kaba tabir olacak ama golcü oyuncu Beşiktaş’ı yalayıp yutarken, tükenmişlik sendromuna yakalandığı dönemde cila gibi parladığı Trabzonspor’a bir kuru teşekkürü çok görmesi adeta beynime kan sıçramasına neden oldu.

Burak Yılmaz milyon Eurolarla gününü gün ederek hayatını krallar gibi yaşarken ona bu nimetleri sağlayan Trabzonspor’a ve ona koşulsuz şartsız destek olan (bir kısım) Bordo-Mavili taraftarlara nankörlük yapması ancak Burak Yılmaz’a yakışan bir hareketti. Aslında biz bu filmi daha önce izlemiştik. Hatırlayın Sadri Şener başkanlığındaki dönemi. 

Moskova'ya gidiyorum diyerek Galatasaray’ın kapısından içeri girmesini. İşte her zaman diyorum ki karakterli olmak başka bir şeydir. Herkes karakterli olamaz. Başkan Ahmet Ağaoğlu, yönetimini ve teknik direktör Ünal Karaman’ı böyle karaktersiz oyunculara pirim vermedikleri için bir kez daha kutluyorum.

Şimdi soruyorum Yılmaz savunucular neredesiniz? Kafanızı çıkarın dışarı da, Burak Yılmaz için tefe koyduğunuz yönetimden ve Karaman’dan özür dileyin. En azından vicdanınızı bu şekilde biraz olsun rahatlatırsınız.

Burak Yılmaz'ın gidişi ile Trabzonspor'a müjdeler, Beşiktaş'a da geçmiş olsun diliyorum.

İŞTE BURAK'IN AÇIKLAMASI