İşinizde heyecanınızı kaybetmediğiniz sürece başarı sizin için kaçınılmaz olur.  Mesleğinin hakkını başta heyecan olmak üzere tutkuyla, aşkla verenler her zaman kazanmıştır. Meslek ayrımı yapılmadan her iş alanında bu böyledir. Yani sizi iyi yerlere getirecek şifrenin kodu heyecandır.  Şimdi gelelim asıl meseleye…

Uzun bir aranın ardından yolum Trabzon Devlet Tiyatrosu’na düştü. Aslında tiyatro aşığı bir insanım. Ancak iş yoğunluğuna bir de mental yorgunluk eklenince ayaklarıma söz geçiremedim, araya mesafe girdi! Yorgunluğun en iyi ilacının tiyatro olduğunu bilmeme rağmen giremedim o büyülü atmosferin içerisine. Tekrar yollara düşmem için belki de bir kıvılcım gerekliydi. Bazen de merak da önemlidir bu gibi konularda.

Kapalı gişe olan ‘KANLI NİGAR’ı’ izleme şansına sahip olan çevremdeki kişilerin methiyelerin dizdiği oyunun,  bende uyandırdığı merak ne yorgunluk dinledi, ne de bahane. Sonunda zincirlerimi kırarak sahne önünde büyük bir heyecanla yerimi aldım.

Benim kitabımda asla adam kayırmaca, kollamaca yoktur. Hak edene hak ettiğini veririm. Tıpkı her ne kadar hukukumuz lise yıllarına dayalı olsa da Trabzon Devlet Tiyatrosu Müdürü Elvan Saliha Karahasan’a verdiğim gibi. Trabzon’da göreve başladığı andan itibaren işine heyecanını, tutkusunu ve aşkını katan bir müdür profili çizen aldığı bayrağı zirveye taşımak için çalışıp didinen Karahasan’ın ‘Kanlı Nigar’ oyununda sergilediği performansını hayranlıkla izledim.

Zaman zaman güldüren zaman zamansa ah çektirerek hüzünlendiren bir oyunun içerisine kattı izleyiciyi. Sadece kendisi mi. Onunla birlikte sahne havasını soluyan her bir isim büyüdü, oyunun rengi oldu. Abdi gibi…Arap bacı gibi…Laz gibi…Hatta çalgıcılar gibi..!

Şiddetin her türlüsüne karşıyım ama tavsiyesine değil. Mükemmel bir performans ortaya koyan başta Elvan Saliha Karahasan olmak üzere sahne önü ve arkasındakilerini kutluyorum. Bir dahaki oyunu ise iple çekiyorum. O nedenle bu ekibi şiddetle takip etmenizi öneriyorum…!

BENDE KREDİSİ SONSUZDUR

Trabzonspor forması altında önemli işlere imza atan Nwakaeme’nin son 3 maçta sergilediği performans nedeniyle eleştiri okları hedefi haline gelmesine bir anlam veremiyorum. Hiçbir futbolcu her maçta yüzde yüz performans ortaya koyamaz. Buna uzaylı diye bahsedilen Ronaldo ve Messi’de dahil. Onlarda her maçta iyi bir performans sergileyemiyor. Hatta kendi takımlarında ıslıklı protesto eşliğinde futbol oynadığına geçtiğimiz haftalarda şahit olduk. Nwakaeme çok özel bir oyuncu. O nedenle  3 yanlış bir doğruyu bende getirmez. Geçmişte takımı adına pozitif anlamda yaptıklarını inkar edersem bu da bana yakışmaz. O nedenle Nijeryalı oyuncunun bendeki kredisi sonsuz.  Sözleşme konusu ise şampiyonluk ilan edildikten sonra enine boyuna konuşulur. 

YANINDAN GEÇEMEZ

Türkiye Süper Lig’inde tek büyük bir kaleci vardır o da Uğurcan Çakır’dır. Şimdilerde bazı ulemalar Altay Bayındır’ı Uğurcan Çakır ile kıyaslama hadsizliğini yapıyor. Hatta ileri giderek daha iyi olduğu konusunda ahkam kesiyor.  Bir kere Altay, Uğurcan ile aynı kefeye koymayı bırakın yakınından dahi geçemez. Ne kadar bağırırsanız bağırın, yırtınırsanız yırtının gerçeği de hiçbir şey değiştiremez. Üzerine basa basa söylüyorum Uğurcan Çakır bu ligin üzerinde bir kalecidir. Onu ben Premier League yakıştırıyorum. Belki gelecek sezon Uğurcan Çakır yuvadan uçacak ama benim kişisel görüşüm bir sezon daha Trabzon’da kalması yönünde. Çünkü Uğurcan Çakır bu takıma çok büyük emek verdi, en azından bu şanlı forma altında Şampiyonlar Lig’i müziğini en çok duymayı hak edenlerin başında geliyor.

NE ÇOK ÖZLEMİŞİZ

11 maç sonra Gaziantep maçında sahne alan Marek Hamsik’i ne çok özlemişiz. Top bir oyuncunun ayağına ancak bu kadar yakışır. Hele ki futbol zekasına hayran olmayan yoktur. Top ayağına geldiğinde karar ver hemen uygulayı Türkiye’de onun gibi yapan bir oyuncuyu biraz abartı gibi olacak ama görmedim.  İyi ki Trabzonspor’a gelmiş iyi ki onu izleme fırsatını Türkiye’de taraflı tarafsız herkes buldu. Taraftarların sevgilisi haline gelen Hamsik’in umarım uzun yıllar Trabzon bağrına basar.