ADINA ŞANINA ÇOK YAKIŞTI GÜZEL İNSAN

Güzel insanlar biriktirin hayatınızda! Bencil olmayan, kırmayan, özür dilemesini bilen görünüşte değil, yürekten seven. Hoşgörülü insanlar alın hayatınıza sizi olduğunuz gibi kabul eden. Güvenilir dostlar biriktirin, aramızda kalsın demeye gerek olmasın yüzünüze gülerken, arkanızdan konuşmasın. Ömre ömür katan insanları tutun yanınızda çünkü hayat vakit kaybedilmeyecek kadar kısa...

İşte böyle insanlarla dolu bir düğüne tanıklık etme fırsatı buldum.  Her insanın gönlüne girmiş, kalpten kalbe doğru bir yolda yürümüş, Gümüşhane ve Trabzon arasında sevgi ve dostluk köprülerini kurmuş biri o, namı değer  Ciğerim Erol Birsen. Kapısını çalan her derdi kendine dert edinmiş, insanlara yardım etmek için gecesini gündüzüne katmış bir neferdi Ciğerim Erol Birsen. Yardımsever ve Trabzon’da çok sevilen birinin de düğünü adına ve şanına yakışacaktı. Yakıştı da.

Gönlünü açtığı dostları bu özel günde yalnız bırakmamak için akın ettiler düğün salonuna. Ayakta duracak yer bulmak bile çok zordu. Ama sevilmek her şeye bedeldi. Hayatın ta kendisidir; çok sevilen iyi insanlar her zaman karşılık görür tıpkı Ciğerim Erol Birsen gibi. Birsen yakışıklı oğlu Murat ile güzel gelini Sena (Tunguç) Birsen’in unutamayacağı bir geceyi yaşattı genç çifte. Bize de genç çifti kutlamak ve bir ömür boyu mutluluklar dilemek düşer.

ADALETİN BU MU DÜNYA?

Hayat ne kadar garip. 3 aya iki kupa sığdıran bir teknik adamı acımasızca eleştirmek ne kadar kötü bir durum. Her hocanın elbette hataları vardır. Hatasız kul olmaz derler. Ancak iki yenilgi ile Avcı’yı yerden yer vurmak ne vicdana sığar ne Trabzonsporluluğa. Hele ki daha ligin başı ve kaybedilmiş bir şey yok. Biz ne yapıyoruz dün yaşadığımız o güzel günleri unutuyor, kaşlarımızı çatıyoruz, dişlerimizi sıkıyoruz. İçimizdeki öfkeyi kusuyoruz.

Yapmayın beyler. Kötü oyunu, sonucu bir kenara koyun Abdullah Avcı’nın yıllar sonra bu camiaya yaşattığı o muazzam günleri bir hatırlayın. Bakın o zaman yanlış yaptığınızın farkına varacaksınız. Sabit fikirlilere ise söyleyecek sözüm yok. Onlar her şeyin mükemmel olmasını ister. Ha mükemmel işler gitse de bir kusur bulur yine öfkesini kusmaya devam eder. Ben Avcı’nın arkasındayım, önündeyim,  sağındayım, solundayım. Ben ahde vefayı bilen insanım. Yaşatılan o güzellikleri unutmayacak kadar da bu renklere gönülden bağlı bir bireyim.

GEÇMİŞE GERİ DÖNMEK!

Gerçek o ki savunmanın bu sezon ayarının iyiden iyiye bozulduğu. Bartra’nın kariyeri kalitesi tartışılmaz ama sanki tam olarak uyum göbekte sağlamış gibi değil. Oysa teknik direktör Abdullah Avcı Trabzonspor’un başına geçtiği ilk gün dediği gibi, “Öncelikli olarak gol yememeyi öğreneceğiz. Ondan sonra işler rayına oturur”. Geçen dönem öyle oldu. Trabzonspor kalesinde zor gol gören bir takım kimliğinde mücadele ediyordu. Savunmada kim mi vardı. Hugo banko sakatlanana kadar Edgar Ie ona yardımcı oluyordu, sonra bayrağı Denswil almıştı. İyi de ritim tutturulmuştu. Gelelim bugüne. 6 maçın ikisinde kalesinde 8 gol görmüş. Demem o ki Hugo ve Denswil yeniden göbekte denenebilir, Bartra dinlenebilir. Çünkü bir ahenk yakalanmış ve onun üzerine gitmemiz gerekiyor. Geçmişe geri dönmek şimdilerde iyi bir kar Trabzonspor için olabilir.  

İKİSİNDE ISRAR EDİLMELİ

Adana Demirspor maçını şöyle kısa bir özet geçecek olursak, temposu düşük, pas trafiği ağır şişirme toplarla tehlike oluşturma peşinde olan Trabzonspor’un orta alanı da yol geçen hanı gibiydi. Ancak iki isim sahada vardı ki benim gibi herkesin dikkatini çekmiştir.  Biri Gomez diğeri ise Umut Bozok. Gomez yere sağlam basan kaya gibi duran aklıyla hareket geden bir forvet tipi. Umut Bozok ise takımı için savaşan rakip savunmayı zorlayıcı bir silahtı. Atılan iki golde Gomez penaltı yaptırırken, Umut klas vuruşu ile gözlerin pasını sildi.  Önemli olan Gomez ve Umut ikilisinin Trabzonspor’a bundan sonraki süreçte katacağı güç olacaktır. Abdullah Avcı elinde böylesine etkili silahları varken onlardan faydanlanmayı sürdürmeli. Trabzonspor’un bitirim ikilisi taraftarları coşturmaya devam edeceklerdir.