Bir umutla benden iyi vekil mi olur diye aday adaylıklarını açıklayanlar ve mevcut milletvekilleri listelerde yer alır mıyız diye merakla beklerken, sonuçta geçtiğimiz pazar günü listeler kesinleşti.
Acaba kim olacak heyecanı şimdi yerini kesinleşmiş aday listelerine bıraktı.
Her parti kendi plan ve programına göre liste düzenlemesi yapmıştır mutlaka.
Ama ben bunca seçim gördüm bu seferki gibi sürprizlerle dolu seçim listesi görmedim.
Mevcut milletvekilleri Ak Parti’de hiç yer alamazken, CHP'de ikinci sıraya düştü. İYİ Parti’de ise Hüseyin Hoca listede yoktu.
Hal böyle olunca Trabzon siyasi çevrelerinde yorumlar başladı, yorumların dozu artınca kazanlar da kaynar haliyle.
İttifakların olduğu, yarı başkanlık sisteminde bir oyun bile çok kıymetli olduğu bu seçimde şöyle bir durum da ortaya çıktı: “Sizleri listeye koymadık ama seçim sonrası önemli makamlarda değerlendireceğiz.”
Mesela Akif Hamzaçebi. Ve Hüseyin Örs bu vekillerden sadece ikisi...
AKP'nin listesine baktığımız da biri bakan diğeri Genel Başkan Yardımcısı olmak üzere bir ve ikinci sıraya iki ismin yerleştirilmesi Trabzon'da meşhur, doğu batı dengesi için düşünülmüş gibi duruyor.
AKP'de geçen dönem milletvekillerinin hiçbiri listede değil üç dönem sınırlamasına takılan vekiller olduğu gibi kadın kontenjanından tercih edilmeyen mevcut vekil yerine gösterilen kadın kolları başkanının büyük bir ihtimalle seçilemeyecek sıraya konulması da manidar olmuş.
Bu arada siyasi kulislerde özellikle eski il başkanlarından Haydar Revi’nin listede olmaması da “siyasette vefaya yer yoktur” değerlendirilmelerine yok açtı.
CHP’de Sibel Hanım Trabzon'un sosyal ve siyasal hayatında yer almış tanınan bilinen bir isim. Büyük bir ihtimalle Trabzon'u bu dönem mecliste temsil edecek tek kadın milletvekili olacak.
Ahmet Kaya ise Trabzon'un sorunlarına her zaman parmak basan dile getiren milletvekilliği yaptı.
CHP Ahmet Kaya ve Murat Özçilingir ile merkeze daha güçlü bir şekilde hitap edecektir.
CHP listelerinde de vefa çok da göz önüne alınmadı. Mesela maddi manevi hep destekçi olan Ali Türen Öztürk, ömrünü bu davaya harcamış Nuri Aydın ve eski il başkanları Güzide Önsel Uzun ve Ömer Hacısalihoğlu da listelerde yerini alamadı.
Toplum nezdinde karşılığı olan, meclis kürsüsünden Trabzon'un sorunlarını her defasında dile getiren sevilen Dr. Hüseyin Örs'ün de İYİ Parti listelerinde olmayışı da ayrı bir sürprizdi.
Kurulduğundan bu yana partisine hizmetten hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan Yavuz Aydın'ın birinci sırada oluşu çok ta sürpriz sayılamazken, siyasi çevrelerdeki acaba Hüseyin Bey ve Yavuz Bey'den hangisi listenin birinci veya ikinci sırada olabilir beklentisi sürprizle sonuçlandı.
İkinci sıraya da Akçabat'tan Aslan Güner yerleşmiş oldu.
İYİ Parti çevrelerinde konuşulan Hüseyin Hoca millet ittifakının iktidar olması halinde liyakat aranan etkili bir göreve getirilecek ya da Trabzon'da Belediye Başkanlığı için aday olacak.
MHP'de ise vatandaş ve seçmen nezdinde sürpriz yaşandı.
Aday olmak için Kanuni Hastanesi Başhekimliği’nden ayrılan Prof. Dr. Süleyman Türedi bırakın aday gösterilmeye, sıralamada dahi olmaması çok konuşuldu.
İl Başkanlığı döneminde başarılı bir çalışma gösteren Bekir Sıtkı Tarım liste birde olmanın avantajıyla seçime girecek.
Geçen seçimlerde alınan oyların üstüne konulduğunda meclise gitme durumu da var.
Deva, Gelecek, Saadet ve Demokrat Parti Trabzon'dan aday göstermeyerek Millet İttifakı’nı destekleyecekler...
Trabzon 6 milletvekili çıkartacak.
Şimdiden hangi parti kaç milletvekili kazanır kestirmek zor.
Adaylar sahaya çıktıktan sonra ihtimaller daha da netleştir.
Başta AKP olmak üzere CHP, İYİ VE MHP vekil çıkartacak potansiyele sahipler.
Kaçar tane çıkarırlar diye tahminde bulunmaktansa şöyle özetleyebiliriz durumu.
AKP önceki seçimde 4, CHP 1,İYİ Parti 1 milletvekili çıkarmıştı.
Diğer partilerin çıkartacağı vekil sayısı AKP’nin kaybedeceği vekillere göre şekillenecek.
Muhalefet ve MHP diyelim birer vekil çıkardı; AKP’ye kalır üç.
CHP ya da İYİ Parti’den biri İki vekil çıkarırsa sonuç farklı MHP çıkaramazsa sonuç farklı olur.
Bu arada siyasi kulisler önemli bir noktaya dikkat çekilerek “AKP iki ağır topunu Trabzon'dan aday göstermesini yorumlamak lazım... Ya daha çok vekil çıkartmak ya da mevcudun altına düşme ihtimalini ortadan kaldırmak için bu isimler aday gösterilmiş olabilirler.” şeklinde yorum yapılıyor.
Siyasi kulislerde tahmin de eleştiri de, bu olsaydı, şu olsaydı temenniler de bitmez.
Çok değil 14 Mayıs’ta seçmen kararını verecek.
Trabzon için hayırlı olsun.
Trabzon'un sorunlarına çözüm bulunsun...
SABIRHAN'I KURTARMAK İÇİN NE BEKLENİYOR?
Sabırhan 19. Yüzyıl’da yapılmış bir iş hanı. Kervansaray. Ticaret merkezi. Bugünkü karşılığı, AVM ya da toptancı esnafının toplandığı yer.
Hanların yoğunlaştığı, Bakırcılar Çarşısı civarında yer alan Alacahan, Bedesten, Gönhan ve Vakıfhan’ın bulunduğu bölgede yer alan Sabırhan'ın bir özelliği de çok katlı oluşu.
Kervansarayların bir özelliği de konaklama hizmeti vermesi.
Tüccar malını getirir, depolar, geceler, satışını yapana kadar handa konaklar.
Satıcı ile alıcı pazarlığını yapar ve bir nevi sosyal tesis görevini de gören Han'da ihtiyaçlarını karşılar yolcuysa yoluna devam eder.
Sabırhan da Trabzon'un ticaretin kalbi olan bu hanlarından biri.
Gelin görün ki, bugün harabe halde.
Ayakta kalmış bir kaç bölümünde halen esnaf ticaretini yapsa da maalesef orijinalliği büyük oranda bozulmuş.
Beton eklentilerle özgün yapısı zarar görmüş.
Ve bakımı itibariyle hiç bir özen gösterilmeyen Sabırhan'ın bu ilgisizlikle çok daha ayakta durabileceği şüpheli.
Bakım yok.
Kıymet veren yok.
İlgilenen yok.
Sonra ecdat yadigarı deyip, kendi kendimizi kandırmaya çalışırız.
Ecdadın bize bıraktığı bu eserlerin bugünkü durumunu o günkü büyüklerimiz görse tek kelime ile “yazıklar olsun” diyecekleri kesin.
Tarihi tescilli bir kültür varlığı olan Sabırhan ilgi bekliyor.
Trabzon tarihinin merkezi olan Ortahisar gibi Semerciler, Bakırcılar, Çarşı Cami bölgesi de Trabzon tarihinin hem ticari, hem dini, hem de sosyal yaşam merkezidir.
Bu bölge Trabzon adına kültürel bir merkez olma özelliğini halen sürdürebilmekte.
Daha önceki yıllarda Alacahan, Bedesten, Vakıfhan gibi tarihi tescilli kültür varlıkları restorasyon çalışmaları yapılıp, fonksiyon verilerek kültür, turizm ve ticari hizmete sunulmuştu.
Bu bölgede Sabırhan maalesef hiç gündeme gelmedi.
Onarılması, özgün yapısıyla hizmete sunulması düşünülmedi.
Kayıtlarda Sabırhan'ın özel mülkiyette görünmesinin restore edilmesinde olumsuzluk yarattığı söylenebilir.
Ancak Alacahan örneğinde olduğu gibi, kamulaştırmaya gidilerek bu önemli kültür varlığının da kurtarılması yönünde adım atılabilir.
Sabırhan'ın ilginç bir konumu da var. Hana iki giriş var. Biri kuzeyden, diğeri de güneyden. Bu haliyle özgün bir yapıya sahip olan Sabırhan, bugün ihmal edilmişliğin hali ile kültür Kenti Trabzon'a yakışmayan bir görüntüyle ayakta durmaya çalışıyor.
İsmi Sabırhan ama ne kadar daha bu duruma seyredebileceği meçhul olan bu tarihi han kendine uzatılacak bir eli bekliyor.
Vakıflar Genel Müdürlüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve ildeki temsilcileri Sabırhan'ın sabrının taşmasını, yok olup gitmesini beklemeden konuyla ilgilenmelerini hatırlatmamıza gerek yoktur herhalde.
Çünkü konunun görevleri arasında bulunduğunu bilirler diye düşünüyorum.
Nerede bir tarihi tescilli bina varsa Trabzon'un öncelikli olarak, bu yapıları restore edip fonksiyon verilmesi için herkes üzerine düşen görevi zaman geçirmeksizin yapmalı.
Yoksa, turizm diye bir konumuz da olmaz bu gidişle.
Ayrık otu gibi yer ve zamana aldırmadan yayılmakta olan beton bütün kenti yutar, nefes alacak, estetik duygularımızı okşayacak bir Trabzon'u çok ararız!
Faruk Nafiz Çamlıbel'in meşhur Han Duvarlar'ı şiirinin bir bölümüyle bitirelim..
Kiminin haydut kiminin eşkıya hikayeleri anlattığı Han duvarlarının isle kaplanmış gecelerinde başını yastığa koyan yolcuların durak yerleri bizleri mazinin derinliklerine getirirken anıları korumak da görevimiz olmalı...
TRABZONSPOR'UN DERDİ NEDİR?
Hep aynı şeyleri tekrara gerek yok.
Takımda hırs, mücadele ve her şeyden önce aidiyet duygusu bitmiş.
Bu durumda geçici tedbirlerle çare aramak zaman kaybından başka bir şey sağlamaz.
Takımda hocalar değişiyor futbolcular aynı.
Var bir yerde sıkıntı demek ki...
Yönetimin de işi zor.
Bunca mali yükün yanı sıra alınan sonuçlar da moral bozucu.
O zaman ne yapmak lazım?
Yeni baştan başlanmalı...
Alt yapı üst yapı demeden, hocaydı futbolcuydu hiç te umursamadan gereğini yapmak için zaman daralıyor.
Hoca işini de fazla uzatmadan halletmek gerekiyor.
Bilgisi ve karakteri sağlam bir teknik direktörle anlaşmak ve takımda operasyon başlatmak gerekiyor.
Vücudu sahada aklı başka yerlerde olanlardan başlamak gerek.
Genç yeteneklere yer verildikçe olgunlaşırlar.
Bu takımda en azından üç beş futbolcu altyapından yetişmiş olmalı.
Yıldız oyuncular arasında zaten yeteneği olan genç futbolcu kendini yetiştirir.
Geçen yılın şampiyonuna yakışmayan bir süreç yaşanıyor.
Sonuca bağlı yorum değil bizimkisi, takımdaşlık ruhunun bitişindeki kaçınılmaz sondan çıkış yolunu bulma adına endişemiz.
Geçen yıl şampiyon olmuş bir takım.
Aradan bir yıl geçmeden böylesi bir sonuçlarla taraftarlarının boynunu gülmemeliydi.
Bunca borç, bunca harcama neden yapıldı?
Sürdürülebilir bir bütçen yoksa elin darda ise çözüm üretecek seçeneklerin de azalır.
O zaman neden bu kadar hesapsız harcama yapıldı?
Ve bu harcamalar sonucunda da hiç bir sonuç alınamadı?
Asıl sorgulanması gereken durum bu.