Sahasında Başakşehir’i ağırlayan Trabzonspor, kendi takım derinliğine bakıldığında haliyle 5 futbolcusundan yoksun olsa da karşısında takım oyununu üç sene üst seviyede tutan ve de geçen sezon şampiyon olan bir Başakşehir vardı. Maçın ilk 15 dakikasında mücadele yönünden 10 dakika rakibiyle başa baş mücadele eden Trabzonspor, iki üç pozisyon bulsa da bu sarsıntıyı başakaşehir geçiştirdi ve de oyunda hakimiyeti kurdu. Akabinde de golü bularak bu dakikadan sonra oyunu kontrolünü eline geçirdi.
İlk yarı biterken Trabzonspor yönetimi ‘iyi bir takım kurduk’ dese de taraftar sorar; İyi takım buysa eğer o zaman başarılı olan takımı niye bozdunuz? Bu takımın ilk yarıda oynadığı futbolla ikinci yarıda oynadığı futbol arasında ne fark var diye sorulduğunda, hiçbir fark yoktur. Sadece kadro zafiyeti ve hoca zafiyeti vardır. Onun için ucuz etin yahnisi olmuyor.
Zaman zaman Trabzonspor pozisyon bulmadı mı buldu. Gerçek şu ki rakip takımın kalecisi Mert, gole izin vermedi. Hiç yoktan bir pozisyon hatasında golü yedik top da onları sevdi.
Şurası bir gerçek ki Trabzon’a gelen her takımın futbolcuları bir değil iki pantolon giye onu yırtarlar. Bunun için Trabzonspor, Anadolu’nun gönüllerinin takımıdır!
Taraftarlar hariç Trabzonspor her yönden yalnız bir takımdır. Lakin onun üzerinden prim yapmaya çalışanlar mislisiyle fazladır.
Dün Trabzonspor’u Başakşehir eze eze yenerken, bir teknik adam ki artık kredisi buraya kadardır. Sahada Trabzonspor aciz görülse de bilinmesi lazımdır ki bir teknik adamın kenardan futbolcusuna bakması takımın lehine yüzde 15’lik bir heyecandır. Önce hoca hissedecek. Hissederken de futbolcusuna hissettirecek. Artık biz Trabzon’da yaş günü kutlamıyoruz. Bırakın oyuncuları kendi haline o kendi hayatını yaşasın, biz de kendi kaderimize bakalım. Örnekleri vardır. Bu ülkede hocanın kenardan takıma katkısı yüzde 10’ken biz yüzde 1’i göremedik. Hiçbir maç oynamadan kazanılmıyor, oynayamadık veya oynatılmadık, sonucunda mücadele etmeden kazanılmıyor. Bu maçta hakem hatası yok. Biz kaybettik. Üzülmeye de gerek yok.