Başakşehir galibiyetinin verdiği moralle Göztepe karşısına çıkan Trabzonspor, oyuna hızlı ve ritmi yüksek bir mücadele anlayışı ile başladı; ancak Göztepe bir adım öndeydi. Bordo-Mavililer, ilk yirmi beş dakika boyunca rakip kale önünde pozisyon üretemedi. Bu süreçte yüzde yüzlük gol pozisyonunu kaçıran takım Göztepe idi.

Hiçbir maçın sonucu oynanmadan tahmin edilemediğine göre, oyunu domine eden takım da Göztepe oldu. İlerleyen dakikalarda neler olabileceğine gelirsek, dakika otuz itibarıyla Trabzonspor, kendi yarı sahasından çıkamayan bir takım hüviyetine büründü. Trabzonspor, öylesine yoğun bir presle karşılaştı ki, ne istediği oyunu oynayabildi ne de oyunu geniş alana yayabildi. Ayrıca, saldırgan oynayan rakibine aynı baskıyı kurmayı da başaramadı.

On kişi kalan Göztepe, buna rağmen bir kez daha Uğurcan’ı geçemedi. On kişi kalan Göztepe, kanatları etkili kullandı; oyuna yön verdi; ikili mücadelelerde üstün geldi; kalemizi adeta ipotek altına aldı; boş top kullanmadı ve pas alışverişlerini yerli yerinde yaptı.

Dağınık bir oyun sistemi sergileyen Trabzonspor gibi bir takımda böylesine basit pas hataları olur mu? İnsan gerçekten anlam veremiyor. Skoru 1-1 yakalamışız; rakip on kişi ve yorulmuş durumda, oyunu bir adım önde oynuyoruz. Ancak, bu takımda forma giyen futbolcuların yarısı 1. Lig’de itibar görmez. Rakip on kişi de olsa, yenemiyorsan yenilmeyeceksin. Trabzonspor’un oyuncu grubu vurdumduymazlıkla oynarsa, Şekil A’da görüldüğü gibi yenilmekten kurtulamazsın. Ve maalesef kurtulamadık.