EĞER AMAÇ ÜZÜM YEMEK DEĞİL,  BAĞCI DÖVMEKSE!...

Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta geçtiğimiz günlerde hem altyapı, hem 1461 Trabzon, hem de özellikle tüzük değişikliği ile ilgili farkı zamanlarda birkaç açıklama yaptı. Bugünkü yazı konum da bu açıklamalarına bir gönderme olsun istedim. Öncelikle altyapıyla ilgili sözlerine karşı düşüncemizi dile getirelim isterseniz.

Sayın Usta  göreve geldiği günden itibaren altyapıya bir çivi çakmamasına ve bu alanda teknik adamları tarumar etmesine ve öz kaynaklardan yetişen birçok oyuncuyu elinin tersiyle itmesine rağmen suçu buralardaki kalite sorununa getirmesi ve hiçbir sorumluluk hissetmemesi ilginçti. Usta,  gazetecilere yaptığı açıklamada; “Trabzonspor, İstanbul takımlarına benzer bir yolculuk yapmamalı… ancak yerli oyuncuda kalite sorunumuz var. Altyapılarımızın bilimsel ve uluslararası kalitede dizayn edilmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

Bu arada dünya devi bir kulüp ile altyapı organizasyonu konusunda işbirliğine gitmek için çalışma yürüttüklerini dile getirdi.  Daha sonra bu kulübün İspanyol futbolunun dış transfere en çok para harcayan ve kendi altyapısını hemen hemen yok sayan bir yönetim ve transfer tarzına sahip bulunan Real Madrid olduğu kamuoyuna yansıdı. Eğer Real Madrid ile altyapı konusunda iş birliği yapılıyorsa bu gerçekten komedidir. Bir kulüp tüm vizyonunu inanılmaz yüksek paralar ödeyerek, başka kulüplerin yetiştirdiği yıldızlara yüz milyonlarca Euro para yatırmayı düşünürken, onunla altyapı vizyonu konusunda neyi paylaşabilirsiniz ki? İnanılmaz doğrusu...

ALTYAPIYI GERÇEK BİR AKADEMİ HALİNE GETİRİN BAKIN NELER OLUYOR!

Sayın Usta ve ekibi görev başına geleli 16 aya yaklaştı. Altyapı ile ilgili yapısal hangi reformu oldu? Altın yumurtlaması gereken altyapıya bütçeden ne kadar, transfere ne kadar pay ayırdılar? Unutmayın ki, bu yapıdan çıkan bir tek Yusuf Yazıcı’nın, eğer harcamazlarsa bütçeye yapacağı katkı, altyapıya 20 yılda aktarılan paradan daha yüksek olacaktır. Ramazan Övüç, Muhammet Beşir, Semih Karadeniz, Abdulkadir Ömür, Batuhan Artaslan ve benzeri futbolcuları da kazanabilirseniz inanın Trabzonspor abat olur.

Bunun yanında altyapıyı gerçek bir akademi haline getirmek için çok önemli gayretler göstermelisiniz. Öyle Avrupa’nın dev kulüpleriyle işbirliği yapmanıza da gerek yok. Şunu bilin ki, Trabzonspor orijinli çok sayıda uzman kişi var. Olanakları önlerine serin bakın Avrupa’nın devlerinden çok daha kaliteli, yetenekli ve kişilikli futbolcular yetiştiriyorlar mı, yetiştiremiyorlar mı? Ama  dert  üzüm yemek değil bağcı dövmek olursa, çareyi yine Avrupa kapılarında arayarak toplumu oyalamaktan başka bir şey üretemezsiniz… Kusura bakmayın ama Sayın Başkan, Trabzonspor’u hala daha Fenerbahçe’nin kopyası gibi yönetiyorsunuz ve bu tutumunuzla kulübün geleceği ile oynuyorsunuz. Bu gidilen yolun sonu uçurumdur.

Er ya da geç…

Bundan kaçamazsınız!

****************************************************************************************

HER YIL BİR YUSUF ÇIKARMAYI BIRAKIN, YUSUF’LARI YOK ETMEYİN!

Başkan Muharrem Usta, bir açıklamasında da, “Her sezon bir Yusuf Yazıcı çıkarsak yeter” dedi. Hayret ettim. Gerçekten bu açıklamayı yaparken hangi ruh halinde olduğunu merak ediyorum. Çünkü Yusuf Yazıcı’yı da yok etmek için elinden geleni yaptığını ne çabuk unuttu. Birincisi eğer Mehmet Ekici Beşiktaş’a gitmemekte direttiği için kadro dışı kalmasaydı, Yusuf Yazıcı takımda ne kadar yer alacaktı? Mehmet çok verimsiz olduğu günlerde bile Yusuf’a Ersun Yanal ne kadar şans verdi hatırlıyor mu? Diyelim ki Mehmet Ekici gitti, peki Beşiktaşlı Tolgay Aslan ve Napolili El Kaddouri’den en azından birinin alınması için ben mi ter döktüm!

Soruyorum Sayın Usta, ben mi ter döktüm? Bu iki oyuncudan bir tanesi alınsaydı, Yusuf Yazıcı Trabzonspor kadrosunun asli oyuncusu haline gelecek miydi? Gelmeyecekti değil mi? O da, aynı Batuhan Artaslan, Semih Karadeniz, Muhammet Beşir, Ramazan Övüç gibi yok edilip gidecekti.

Yanılıyor muyum?

Kaldı ki, gelecek sezon için Yusuf Yazıcı’nın oynadığı bölge için çok üst düzey bir futbolcu arayışınız var. Böyle bir futbolcuyu aldığınızda Yusuf’un forma giyeceğini mi sanıyorsunuz? Ya da bu söylemlerle milleti kandırdığınızı mı düşünüyorsunuz?

Yapmayın ama!...

Sizin bu transfer aç gözlülüğünüz olduğu sürece altyapıdan bir tek Yusuf Yazıcı bile çıkmaz… Çıkan Yusuf Yazıcı’ları da yok edersiniz.

***************************************************************************************

POPÜLİZMİN ULAŞTIĞI DORUK NEVZAT AYDIN!

Trabzonspor çok popülist yönetici gördü ama Nevzat Aydın gibiler numunelik olsa gerek!... Orduspor’un amatör kümeye düşmesinden dolayı, bu kulübü aşağılayan paylaşımlarda bulunmuş sosyal medya hesabından… Gerekçe olarak da Orduspor taraftarının daha önce, ‘Trabzonspor kümeye’ diye bağırmasını göstermiş… Bir kulübün taraftarı olduğunu söyleyen ki, büyük ihtimalle küçük bir azınlıktır bir slogan nedeniyle, aşağılayıcı ifade kullanmak yöneticiye hiç yakışır mı?

Nevzat Aydın’ın devirdiği çamı önce birlikte yöneticilik yaptığı Gökhan Saral düzeltmeye çalıştı. O da sosyal medya hesabından Orduspor’un amatör kümeye düşmesinden dolayı asla sevinemeyeceklerini ve üzüntü duyduklarını dile getirip takım arkadaşının gafının ağırlığını azaltma çabası gösterdi. Hatta Orduspor, Rizespor, Samsunspor, Giresunspor ve Zonguldakspor’un 1. Ligde olduğu yıllarda Trabzonspor’un şampiyonluklarına da gönderme yaptı… Aferin Gökhan Saral’a…

Ardından da Başkan Muharrem Usta ve Asbaşkan Ahmet Çubukçu Orduspor başkanını arayarak, yaşananlardan dolayı duydukları üzüntüyü dile getirdiler.

YÖNETİCİ TARAFTAR DEĞİL, HER İSTEDİĞİNİ SÖYLEME HAKKINI KENDİNDE BULAMAZ

Bakın bir kulübün fanatik taraftarı, olur olmaz söz söyleyebilir, slogan üretebilir. Düşmanlıklar da besleyebilir. Bu anların kalite sorunudur ve çukurda olmalarının bir neticesidir. Ancak sorumlu yönetici, bir başka kulübün acısından mutluluk duyduğunu söylemez, söyleyemez. Sorumlu bulunduğu kulübe düşmanlar kazandırma çabası içinde yer almaz alamaz. Ama Nevzat Aydın gerçek bir yönetici değil ki! Yöneticiliği popülizmini doruğa çıkarma aracı olarak görüyor sanırım. Çünkü gerçek bir yönetici olsa tüm görevlerinden istifa ettiği yönetim kurulunda hala yönetici sıfatını taşımaz, kenara çekilmeyi bilir.

Ama bilir ki Trabzonspor yöneticiliği gittiğinde, Yemek Sepeti ile yılda iki kez gündeme gelir, hiç kimse paylaşımlarına dikkat dahi etmez, ciddiye almaz…

Sonra unutmadan Nevzat Aydın aslında Ordu Fatsa’lıdır. Babası’nın doğup büyüdüğü memlekete hınç duymak mı yapmak istediği yoksa asimilasyon sorunu mu yaşıyor bilmek isterim doğrusu? Neyse bu bahsi de geçelim! Yazımızı Nevzat Aydın’ın ifadeleriyle noktalayalım. Belki Trabzon’da yaşayanların zirvesi Süleyman Restoran olabilir ama Nevzat Aydın’ın doruğu da popülizm anlaşılan…  O zirvede rüzgarla, bulutlarla dans edebilir ama bu Trabzonspor yöneticisine uymaz!