Amatörün en çok sevdiğim yönü doğal oluşu. Herkes kendine oynar. Bugün X takımı için her şeyini verenler yarın Y takımında aynı mücadeleyi verebilir. Kimsenin aklında illaki bu takımda oynayacağım diye bir düşüncesi olmaz. Herkes profesyoneli ister..
Herkesin hedefi vardır.. Ailesini, kendisini hatta deyim yerindeyse 7 sülalesini bakabilmek için çaba sarf eder. En kötü ihtimalde spor yapmış olur ve hayatını farklı mesleklerde idame ettirir.. Zamanında bak ne oyuncuydum diye kendi torunlarına anlatır..
Yavuz Selim Sahası bunları çok gördü görmeye de devam edecek. Hatta Yavuz Selim, çok kavgalar gördü.. Ağız burun kan içerisinde olan nice insanları gördü. Ama ben hazmedemem.
Zağnosspor-1985 Derecikspor maçı..
Dakika 86..
Zağnos 3-1 yeniyor..
1985 Derecik faul kazanıyor. Pozisyonda olan 1994 doğumlu Yakup Uzun, 1988 doğumlu Murat Kantarcı..
Yakup Murat’ın kafasını kollarının arasına alıyor.. İlk başta bir şey yokmuş gibi geldi. Sonra Murat kurtulmak için çabalıyor meğer Yakup kafayı sıkıyormuş ve olaylar patladı..
Bu yaşın vermiş olduğu çaylaklık değil.. 22 yaşında birisinin yapmaması gereken bir hareketti. Olay bir anda alevleniyor.. Kimi ayırmak için orada, kimi de Yakup’a karşılık vermek için.. Tel örgünün ardına çekildi olay.. Kısa süreli de devam etti.
Şu maçta 2 takımın yöneticileri ve teknik heyeti bu olayı sürdürmüş olsa bunun önünü kimse alamazdı..
Bu şekilde profesyonel olmaz, olamaz hatta ilerleyen zamanlarda torunlarına bak ne futbolcuydum diye anlatamazsın Yakup..
Bak güzel kardeşim.. Bu olayın yaşı yoktur senden yaşça büyük bir insana bu şekilde davranamazsın demeyeceğim adrenalindir.
Vurmuştur kan beyne yapmışsındır hadi ona bile eyvallah da, hiçbir sebep yokken olayı gerdin, sen ve rakibinin en iyi oyuncusu kırmızı kart gördü..
Bunlar küçük nüanslar ama saygı göstermezsen sahanın içerisinde sevgi de göremezsin.. Benden sana bir ağabey tavsiyesi olsun..
***
Karşılaşmaya gelince Derecik zaman zaman 5 oyuncusunu rakip takımda bırakarak oyunu ileride oynamaya çalışıyor. Bu aslında riskli ama oyuna keyif katan en önemli olan olgulardan bir tanesiydi. Bu tutum geriye düşülmediği takdirde Trabzon amatöründe her zaman işe yarar.. Oyununu çok beğendim..
Zağnosspor ise orta sahayı kalabalık tutarak hem gelebilecek atakları kırmak, hem rakibi yormak hem de pozisyon bulmaya çalışıyordu. Yani sabırlı oynamayı seçiyordu. Ancak ilk 30-35 dakikanın mutlak üstünlüğü 1985 Derecik’teydi.. İlk yarıda Zağnos adına gelen gol ve soyunma odasına gidilen maçta ikinci yarı eline ipleri alan Zağnos’tu.. Kalan sürelerde golleri bularak hem rahatladı, hem de ağırlığını koydu.
***
Değinmek istediğim bir diğer nokta da saha komiserleri.. İlgililer bilir. Basın bölümü kulübelerin üstündedir. Bu işin kuralı yani profesyonel de kuralı kale arkalarında çekim serbestisidir. Ancak bu amatör bir karşılaşma. Bizler aynı zamanda 3, 2, 1 ve Süper Lig’de maçları da takip ediyoruz. Kulübelere, saha yanlarında durulmayacağını biz de biliyoruz. Ancak bu amatör bir karşılaşma.. Ne topa dokunuruz, ne antrenör, ne de oyuncularla bırakın münakaşayı konuşma bile konuşmayız. Saha içerisine herhangi bir müdahalemiz bile olmuyorken 15 dakikada yanımıza 4 kez gelip durmamız gereken yeri biz basın mensuplarına söylemeyi bırakın.
Bizim işimiz daha güzel fotoğraflarla okuyuculara oynanan maçı en güzel şekilde vermektir. Saha içerindeki kartsız olanları görmeyen, kavga çıktığında sahadaki gerginliğe müdahale etmektense izlemekle yetinmenize kimse şuana kadar bir şey söylememişse küçük olayları büyütmemek istemeyişimizdendir. Herkes görevini, tabiî ki yapsın, kurallara tabi ki uyulsun, uymak zorundayız.
Ancak halledilmesi küçük olan olayları kural diye dikta edip karşımıza çıkılmasın. Sonuçta bizler de kural gerektiren bir meslek icra ediyoruz.. Sahanın içerisine girip de fotoğraf çekmiyoruz.