Çiçek..

Arkasında duygu iletmek veya paylaşmak, iyi niyet mesajı vermek, sevgiyi ve hisleri tarif etmeye çalışmak gibi amaçları vardır.

Tamamen duygularla, dileklerle, temennilerle ilgilidir.

Çiçek dediğin bir kabahati örtme hususu olmamalıdır..

Çiçek bir kibarlıktır, bir inceliktir.

Mesela yemeye davet edilen kişi eli boş gitmemek için baklava da götürebilir çiçek de..

Kadın erkek fark etmez herhangi bir yolcuyu havaalanı gibi yerlerde karşılamaya giderken de, özellikle resmi bir görüşme söz konusuysa çiçekle gidilir. Devlet adamlarını bir yerde hoş geldiniz karşılamasında çiçekle gidilir.

Sanatçılara hayranları çiçek gönderir, çiçek hediye eder.

Sevgi, saygı, sevinç ve hayranlık iletiminde olduğu kadar üzüntü, keder paylaşımı amacıyla da çiçek hediye edilir.

Doğumda da ölümde de..

Düğünde de cenazede de..

Özel kutlamalarda da resmi veya siyasi kutlamalarda da..

Bütün bunlardan anlıyoruz ki çiçek hediye etmenin sadece duygusallıklarla ilgisi yok.

Velhasıl kelam çiçek hediye etmek ne amaçla olursa olsun medeniliği, görgülü olmayı yansıtır.

Ancak Rize’de yaşanan olayın medeniyetle uzaktan yakından alakasının olmadığını hep birlikte gördük..

Bu olayın ardından çiçek vermek akıl tutulmasından ziyade bir şey değildir..

Rizespor maçının ardından o kanalın 2 muhabiri, canlı yayına çıkarak kendini savunmuştu.. Gel gör ki ardından gelen bu çiçekli özre en azından gülünmemeliydi..

**

Lise zamanları.. Edebiyat öğretmenimiz kompozisyon yazdırmıştı. Çocuklar bugün atasözü değil  de herkes gördüğü nesneyi betimlemeye çalışsın” diye söylemişti.. Ben de çöp kutusunu insan beynine benzetmiştim.. Sınıfta okumayı çok istemiştim ancak zil çalmıştı. Ben de koşa koşa öğretmenin peşine gittim. “Görsellere fazla anlam yüklüyorsun değişik bir kafa ama güzel geliştirmen lazım” şunu şunu oku, bakış açını değiştir gibilerinden tavsiyeler vermişti..

Şimdi bu fotoğrafa bakıyorum çiçekle ilgili atasözleri aklıma geliyor..

  • Her çiçek koklanmaz.
  • Arı bal alacak çiçeği bilir.
  • Bir çiçekle bahar gelmez

3 yanlışın bir doğruyu götürdüğü sınav sisteminde büyümüş neslin uşaklarıyız biz..

Eeee ne denir

Gülü seven dikenine katlanır.

**

Demeden de edemeyeceğim..

Hadi çiçeği verdiler sen de aldın da, be adam niye gülüyorsunuz?

Orada dayak yiyenler Ahmet Çağlar Yıldırım veya Selman Kutlu değildir..

Orada dayak yiyen tüm gazetecilerdir..

Hiç ama hiç yakışmadı..

O tekmelerin acısı yüreğimde bilginiz olsun..