Yeter artık!
Fenerbahçe Kulübü şikeye bulaştığı için..
2011 Şampiyonu Trabzonspor'un hakkını eninde, sonunda adalet teslim edecek.
Adalet ve hukuka saygılı olacaksınız!
Son zamanlar da referandum gündemimizden hiç düşmüyor!
2011 Şampiyonu kim, halkımız karar versin mi?
Bir referandum yapalım..
Var mısınız.
Madem öyle işte böyle..
Beyler biz hazırız!
Ya siz!
Allahın bildiğini, mahkemenin söylediğini, UEFA’nın ‘Şike var’ diye dosyayı Disiplin kuruluna sevkine bile  hala  sıkılmadan  çare arayanlara hodri meydan..
Var mısınız Referanduma!
Halk cevap versin..   
2010-2011 şampiyonu kim?

ÖZKAN SÜMER

Beyler, kendinize gerçek anlamda bir alternatif çıkmış durumda..
Siz yaşına, başına bakmayın..
Özkan Sümer'i tanıyamamışsınız herhalde.. Sorun da öğrenin!
Bu 'Gereksiz Muamele' nin, gün gelir cevabını bir verir ki, şaşırır kalırsınız..
Siz siz olun, ortaya çıkardığınız gelecekteki, Başkan adayı Sümer'i kim tutacak iyi hesaplayın.
Doğru işler yapın..
Sakın açık vermeyin.. İyi müdaafa yapın..
Benden uyarması..
Az hata, çok iş, az laf ve başarı..
Sizi Özkan Sümer'den kurtarır..
Yoksa işiniz zor..
'Meşhur bek' Özkan Hoca'nın; benim seyrettiğim son maçta; kafası sarılı 'son mohikan' gibi santrafora geçip, gol atmak için verdiği mücadeleyi büyüklerinizden sorup öğrenin..
Bu kadar ip ucu; size yeter..

AHMET SUAT HOCA!

Kim derdi ki, çıktığı 1. Lig'de Trabzonspor'u ilk şampiyon yapacak teknik adam olacak diye...
Futbolculuğunda; klası ve orta saha yıldızı olması, sanırım muhteşem tekniği ile hala seyredenlerin hafızalarında...
Düzcespor maçı idi.. Deniz kenarındaki kaleye çok yumuşak bir vuruş ile penaltı çekmişti..
Kaleci güzel bir plonjon ile gole izin vermemişti..
Avni Aker'de büyük bir sessizlik..
Ve toprak, bozuk zeminde Ahmet Suat Hoca'nın; ikili mücadele de yüzü üzerine düştüğü ve ambulans ile hastahaneye kaldırıldığı maçtı, son izlediğim maçı..
Ahmet Suat Hoca o kadar kötü düşmüştü ki, yine Avni Aker'de büyük korku içeren sessizlik olmuştu..
Çok sakin... İç dünyasını belli etmemeye çalışan bir kişilik..
O' da, 'Gereksiz Muamele' kurbanı oldu..
Suat Hoca köşesine çekilir ve cevap vermez..
İki Hoca hakkında ileri ki zamanlar da biraz nostalji yapıp, Trabzonspor'a neler kazandırmışlar; sizlerle, paylaşmak isterim..
 
 


BAŞKAN OLMAK MI ZOR,
KALMAK MI?


 İnsanlar hata yaparlar.
Başkanlar da insan olduklarına göre!..
Çiçeği burnunda bir Başkan, kulübünü zarara uğratmak ister mi?
İstemez.. En doğru cevap olsa gerek!
Kulübe eski Teknik Adam; sözleşmesinden doğan tazminat hakkı için açtığı davayı kazanırsa ki, -güzellikle ikna edilemez ise- öyle olacak..
Yazılan, çizilen 3.6 milyon dolar mı, euro mu, bu parayı kim ödeyecek..
Kulübün böyle bir lüksü yok!
Başkan'ın var mı acaba!..


FENERBAHÇE' DE SULAR
 DURULMAZ!


UEFA Disiplin Kurulu'nun son açıklaması ile Fenerbahçe'de etekler tutuşmaya başladı..
Ne yapacaklarını öyle bir şaşırdılar ki, Teknik Adam'ı bir türlü belirleyemiyorlar..
Korkarım, yumuşak kalpli Aykut Kocaman geri dönecek..
Bu saatten sonra ha Ersun Yenal, ha Aykut Kocaman hiç fark etmez..
Fenerbahçe koyunda(küçük körfez) Fenerbahçe teknesi su almaya başladı..
Değil Faroz'a; Boğaz'a bile çıkamaz artık.
Geçmiş olsun..
Ne de olsa ezeli rakibimiz..
4 büyükten biri!

KARŞI!..

Hep konuşarak iş yaptığını zannedenlere..
Proje üretip, halkın gelir seviyesini yükseltmeye, kafasını yormayan siyasetçilerimize..
Tembel ve üretmeden tüketen bir Türkiye'ye..
İş alemini karamsarlığa itecek ve çözümsüz bırakılacak bir eyleme..
Ticaret Odaları'nın ; yıllık aidat haricinde gezi ve tanıtım enformasyonlarında da bolca kullanmak üzere munzam aidat adı altında Şirket ve Tüccar'lardan adeta soyar gibi topladıkları paraya..
TOBB Başkanı sevgili Rifat Ağabey'in yıllardır buna engel olmamasına..


NE OLDU!

Türkiye'nin değil 15 gün, 1 gün bile kaybetmeye tahammülü yok..Günlerdir.. Karşılıklı bir dayatma ve çözümsüzlük.. Gençlik, samimi insanlarımızın da desteğini alarak, Gezi Parkı’na sahip çıkarak, işi, öyle bir noktaya getirdi ki..
15 gün adeta herkes işini gücünü bırakıp, orada 'ne oluyor' filmini seyretti..
Çözebilene aşk olsun..
Küsen küsene!
Araya giren korsan göstericilere gün doğdu!
Bu fırsatı kaçırmayıp, ortalığı yakıp yıkmaya çalışan marjinaller ki, (yüzleri maskeli) en karlı çıkanlar oldu. Maalesef..
Göz göre göre gençlerimizle beraber masum insanlarımızı da kullanılmış oldular..
Peki Hükümet ne yaptı..
Başbakanımız dik durdu!
Ana Muhalefet ise bu eyleme ne sahip çıkabildi ne de karşı durabildi..
Başbakan sert üslubu ile uzlaşmaz tavır gösterip, işi çözümsüzlüğe sürüklerken,
CHP eline geçen güzel bir fırsatı heba etti..
İki arada bir derede kalmakla, 1 günde uzlaşmacı birliktelik ile çözüme destek olabilecek iken, Park'taki fırsattan adeta nem kapmaya çalıştı.
MHP ise bu filme Devlet Bahçeli üslubu ile Loca'dan seyirci olmayı yeğledi..
Eylemin tadı kaçtı, gazı çıktı derken, nasıl bir siyaset beslenmesi ise Cumhurbaşkanı'mızın ilk gün okuduğu ' mesaj alınmıştır' açıklamasına, Başbakanımız 16 gün sonra cevap verebildi..
Peki, bu zorlama ve dayatma ne için idi!
Esnaf, Tüccar, Sanayici endişelendi..
İşler, azaldı. ödemeler aksamaya başladı..
Kısaca 16 gün boşa geçti..
Daha ne olsun..
Bizim ekonomimize çok lüks şeyler; dayatma ve çözümsüzlük..
Ortak akıl, iktidar ve muhalefetin birlikte uzanamayacakları kadar yüksek(!) dallarda..
Lütfen dalları inatla eğmeyelim..
Kırılırlar!!!

FISILTI

Ankara'da ve İstanbul'daki Beşiktaş'lıların; Teknik Adam olarak Şenol Güneş'e  sıcak bakmaya başladıkları konuşuluyor