Avusturya temsilcisi Rapid Wien’i üçüncü  ön eleme maçında konuk eden  Trabzonspor saha avantajını kullanarak rakibe kısa süreliğine baskı kurdu.  Ancak, oyunu  Trabzonspor’un alanına yıkan takım Wien’di. Nede olsa yıllar yılı Avusturya’da her dönem olmasa da ülkesinde önemli işlere imza atan takım olarak hafızalarda yer bulmuştur.

Bu tür maçlarda oyunun rengini değiştirecek anahtar atılacak gol olduğuna göre,  iki takımda yüzde yüzlük bir pozisyonlarda bir türlü golle buluşamadılar. İlk yarının sonlarına gelirken, kalemizde iki tehlikeli gol pozisyonu bulan konuk ekip sahanın her yerinde adam adama markajı kusursuz yaparak kolay bir lokma olmadığını ortaya koyan takımdı.

Rakibin gardını kırmak ve de   Viyana vizesi almak için bir gol öylesine önemlidir ki, hem takım birlikteliğini, hem de kazanma arzusunu perçinleyen bir olgudur. Lakin biz hala rakip alanda yerli yerinde mücadeleyle rakibi ne eksik yakaladık ne de hataya zorlayabildik.

İlk yarı golsüz berabere biterken, Rapid Wien çok genç bir takımla mücadele eden bir takım olarak görülse de, henüz bitmemiş bir kırk beş dakika daha vardı.

Görünen şudur ki, her takım gibi Trabzonspor’un zamana ihtiyacı vardır. Bir eksiği vardır oda Trabzonspor’un oyun şekline uyan bir santrafor. Bir santraforun oyunçu gurubuna eklenmesiyle  Draguş’un orta alanda görev yapmasıyla .Trabzonspor farklı bir oyun anlayışı içerisinde büyük işler başararak , bu ligde sistemin içerisinde oyun kurucu rolüne soyunacaktır kanaatindeyim .

Bu aşamada hiç bir futbolcu ve de teknik heyet eleştirilmez. Dakika atmış sekiz. Avusturya ekibi beklediği golü bizden önce bularak büyük avantaj yakaladı. Akabinde Mendy ile çok önemli bir gol kaçırdık. Trabzonspor’un öylesine bir handikabı varki. Gol yemesin hemen demorilize pozisyonuna geçiyor . Olmayınca olmuyor  ve de olmadı.Son söz Viyana’da oynanacak olan maça kaldı