Trabzonspor’un Şampiyonlar Ligi'ne girmesi şehre ve kulübe çok şey kazandıracaktı. Bir mucize bekleniyordu ancak olmadı.

12 Ağustos’ta Trabzonspor’un kendi evinde oynadığı Hatayspor maçından sonra yazmıştım: “Trabzonspor’un mevcut kadrosuyla ve şu oyunuyla Şampiyonlar Ligi’ne kalması mucize gibi bir şey olur.”

Futbol bildiğini zanneden bazı klavye kahramanlarından da hakaret yemiştim.

Yine söylüyorum bu oyun sistemi belki Süper Lig için bazı hedeflere ulaşmayı sağlar ama Avrupa arenasında çok zor.

UEFA Avrupa Ligi’ne kaldık. İnanın puanlar almak yine zor.

Maça gelelim.

Evet maç öncesi ortam, tribünler her şey çok güzeldi tam bir zafer ortamı vardı aslında.

Abdullah Avcı’nın 11’ine baktığımızda Antalya mağlubiyetinde forma giyen Trezeguet ve Hugo’yu kestiğini gördük.

İlk 20 dakikadaki baskımız rakip kalede önemli pozisyonlar getirdiDaha maçın maçında gole çok yaklaştık.

Ancak Djaniny bencilliği yüzünden Trabzonspor’u golden etti.

Daha bir önceki maçta olduğu gibi kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda bomboş bekleyen Cornelius’a pas atmak yerine topu kaleciye nişanladı.

Bu baskının ardından adeta durduk. Yerden paslar yerine havayı tercih edip bir sürü top kaybettik. Sabırlı oyuna geri dönüş yaptık.

Kaliteli orta sahadan yoksun Trabzonspor oyun kurmakta gecikti.

Topu kanatlara attı ama neredeyse isabetli orta yapamadı. Tek isabetli ortada Cornelius rakip kaleciyi geçemedi. Trabzonspor ikinci yarıya da aynı kadroyla çıktı.

Açıkçası kulübede maçı çevirecek herhangi bir koz da yoktu.

Maçın sonlarına doğru Abdullah Avcı’nın risk hamleleri sonuç vermedi.

Maçın en agresif oynayanı inanır mısınız maçın son 10 dakikası oyuna dahil olan ve sakat sakat oynayan Bakasetas’tı.

Maçın başından sonuna kadar ayakta duran tek isim vardı o da yeni transfer Bartra’ydı.

Diğer oyuncuların tamamı vasatın üzerine çıkamadı.

Uğurcan’daki durgunluğu ve rahatlığını çözemedim.

İsabetsiz pas atma hastalığı devam ediyor.

İğneyle oynadı diyorlar! Larsen elinden geleni yaptı.

Eren, Dorukhan görevlerini yerine getirdi.

Özellikle Abdülkadir Ömür’den bu kadar önemli eksiğin olduğu kadroda herkes gibi ben de çok daha fazlasını bekliyordum.

Tempoyu yükseltme ve dar alanda çözüm üretme konusunda liderlik yapamadı.

Bir önemli maçı daha pas geçti.

Diğer oyuncuları konuşmaya bile gerek duymuyorum.

Rakibin Avrupa kupalarındaki tecrübesi son 8 deplasmanda kaybetmeyen bir takım olması işimizi zorlaştıran faktörlerdendi.

Gerçekten güzel başlayan gece buruk bitti.

Yolumuza Avrupa Ligi'nde devam edeceğiz. Kaçan balık büyük oldu. Aslında parayla birlikte çok şey kaybettik.

Sınıf atlayacaktık olmadı.

Sorumluları belli.

Geçen yılın aksine bu yıl çok kötü bir transfer dönemi yaşatan Trabzonspor Yönetim Kurulu...

Geçen yılın ortalarında belli oldu Şampiyonlar Ligi için oynayacağımız.

Sahi planınız var mıydı?

Ve kusura bakmasın kısıtlı kadro da olsa geleneğini bozmayıp agresif ve hızlı futboldan uzak bir futbol oynatan Abdullah Avcı.

Ancak onun da bu sonuçtan bir ders çıkardığına inanıyorum.

Kredisi çok. Canı sağolsun.

Dileriz Avrupa Ligi’nde puanlar toplarız.

Ama dediğim gibi bu kadroyla zor.

Kalın sağlıcakla...