Özel sektöre ait bazı alanlarla birlikte sağlık, güvenlik, kamu çalışanları gibi birçok kesimin muaf tutulduğu “Tam kapanma”, her ne kadar beraberinde “Bu nasıl kapanma?” sorularını getirse de…

Genişletilmiş kısıtlamaların turkuaz tablo üzerindeki etkilerini peyderpey görebilmek mümkün.

Öyle ki hafta sonu ayrımı gözetmeksizin 29 Nisan itibariyle uygulamaya koyulan 17 günlük aralıksız kapanma sürecinde, pozitif vaka sayıları 38 binlerden 20 binlere kadar gerilemiş durumda.

Peki, işin uzmanlarına göre bu seyir yeterli mi?

Tabii ki değil.

Kontrollü normalleşme için hedef gözetilen 5 binli rakamlar şöyle dursun yüzde 70 yoğun bakım doluluk oranıyla girilen tam kapanmada, bu dilim hâlâ yüzde 60 bandında. Dolayısıyla hiç olmaması arzu edilmekle birlikte 250’ye varan günlük can kaybı, yine pandeminin ilk günlerine kıyasla öngörülebilir seviyelerde değil.

Hal böyle iken tam kapanmanın sona ereceği 17 Mayıs’a sayılı saatler kala, kafalarda oluşan “Hedeflenen grafiklere ulaşılamazsa ne olacak?” sorusu toplumumuzda bir hayli huzursuzluk yaratmakta.

***

Uzmanlar, tam kapanmanın bir süre daha devamı yönündeki kanaatlerini açıklaya dursun…

Koronavirüs ile aktif mücadelede palyatif müdahalelerle ayakta tutulmaya çalışılan esnafın eve ekmek götürme endişesi, bulaş riskini çoktan aşmış durumda.

Salgının dev dünya ekonomileri üzerinde yarattığı olumsuz etkilerini tabii ki görmezden gelemeyiz.

Lakin.

Eli avucundakileri satarak sofralarına ekmek götürme şansını yakalayanlar müstesna.

Hiçbir şeyi yokken bir şeyleri elinden çıkarma ihtiyacı duyanları da görmezden gelmek, sahip olduğumuz manevi iklimde vicdanlara zarar.

Velhasıl.

Pandemi ile mücadelede vites büyüdükçe, ekonomiye yönelik tedbirler de gözden geçirilmeli. Zira aylardır kapalı olan işyerleri nedeniyle yaşadığı sıkıntıları sineye çeken küçük esnafın artık ne dayanacak hali var, ne de yiyecek kuru ekmeği!

***

OSMAN NURİ EKİM’E BRAVO
Ramazan ayı bedenlerin terbiyesi, ruhların ıslahı için en tenha limandır. Bu rahmet ve bereket ayında bir tas çorba etrafında birlik olabilmek, inananlar için hayli kıymetli. Hele ki pandemi sürecinde yaşanan ekonomik buhranın sebep olduğu yoklukta, yardımlaşmanın önemi kat be kat artmış durumda. Bu minvalde Akçaabat Belediyesi güzel işler çıkarıyor.

Başkan Osman Nuri Ekim, Ramazanın ilk günlerinden beri harıl harıl. Takdire şayan performans sergileyen Ekim, yeri geliyor muhtaçlar için fırından pide çıkarıyor, yeri geliyor karavanadan çorba kotarıyor.

Yön verdiği ilçe belediyesinin imkânları her ne kadar kısıtlı da olsa samimi ve içten tavırlarıyla muhtaca uzattığı elin yüzüne yansıttığı mutluluk, hakikaten görmeye değer. Ayrıca dikkatimi çekti. Başkan, düzenlediği organizasyon ve kampanyalara ait görüntülerin paylaşılmasında da oldukça hassas. Kimse alan eli görmüyor, iyilik şova dönmüyor. Kaymakamların, valilerin patates çuvallarıyla fotoğraflarını paylaştığı şu ortamda, Osman Nuri Ekim’e hakkı teslim. Ne diyelim; hem bereketin, hem sayın artsın Başkan.