TAM BİR HAYAL KIRIKLIĞİ

Trabzonspor, önce ligde Gaziantep ardından kupada Rizespor maçlarında ortaya koyduğu futbol ve aldığı galibiyetlerle Konyaspor maçı öncesi umutlarımızı artırmıştı.
Ancak Konya deplasmanında öyle bir Trabzonspor izledik ki tam bir hayal kırıklığı yaşadık. Nerde o Gaziantep ve Rizespor maçlarındaki Trabzonspor demekten kendimizi alamadık.
Bir takım bu kadar istikrarsız bir çizgi de olabilir mi?
Maçta Trabzonspor adına şu da iyi diyebileceğimiz hiçbir şey yoktu.
Bordo-Mavili takım maçı kazanmak adına hiçbir şey ortaya koyamadı.
Top ayağında gözükse de ileri uçta hiç etkili aksiyonlar içerisinde olamadı.
Trabzonspor'un gol bulması mucize gibiydi.
Nitekim o gol gelmediği gibi rakibe de gol bulma şansı tanındı.
Beraberliğe tahammül yokken puan bile alınamadı.
Bordo-Mavililer ligde zor günler geçiren Konyaspor'a adeta ilaç olmuş oldu.
Trabzonspor bu durumlara düşecek takım mıydı?
Gerçekten Trabzonspor adına çok üzüntü verici bir durum.

HESAP SORULMALI

Bu futbolculara ne demeli.
Konyaspor karşısında tel tel döküldüler.
Şu da iyi bir performans ortaya koydu diyebileceğimiz hiç bir oyuncu yoktu.
Yetenekleri kısıtlı olan Konyasporlu futbolcular mücadeleleriyle Trabzonspor karşısında galip gelmesini bildiler. Bizim futbolcuların hiç umurlarında değil.
Nasıl bir takımda oynadıklarının hiç farkında değiller.
Böyle başarısız sonuçları alışkanlık haline getirdiler.
Trabzonspor tarihinde bu zamana kadar görülmemiş sonuçlara imza atmaktalar.
Bu takıma gönül vermiş taraftarları hayal kırıklığına uğratmaktalar.
Ama onlar ayrı havadalar.
Böyle gitmez.
Teknik heyet ve yönetim bu oyunculardan bu vurdum duymazlıklarının hesabını sormalı.
Bu formayı giyinmeyi hak eden oyuncularla yollar devam etmeli hak etmeyenlerle ise vedalaşılmalı...

GERÇEKLERİ GÖRELİM

Gerçekleri görmeliyiz.
Dost acı söyler misali bu takım bu görüntüsü ile bu sezon ne ilk 5 için de olabilir ne de Ziraat Türkiye kupasında hedefine ulaşabilir.
Hatta bu oyuncu kadrosu ile devam edilmesi durumunda gelecek olan sezonda farklı bir performans içerisinde olması da mümkün olmayacaktır.
Trabzonspor’daki tüm oyuncular belli bir seviyede.
Fark yaratacak oyuncu sayısı çok az.
Bordo-Mavili takıma top tekniği yüksek adam eksiltebilen oyuncular gerekli.
Aksi taktirde Trabzonspor'dan arzu edilen başarıları yakalamasını beklemek ancak hayalcilik olacaktır. Bu sezondan gerekli dersler alınmalı yeni sezon için güçlü bir kadro oluşturulmalı.

SİKAN SINIFI GEÇEMEDİ

Trabzonspor'un davre arası transfer döneminde renklerine kattığı oyunculardan biri de Danylo Sikan’dı. Büyük umutlarla transfer edilen golcü oyuncu bu zamana kadar ki performansıyla sınıfı geçemediğini söyleyebiliriz.
Son Konyaspor maçındaki performansı ise tam bir hayal kırıklığıydı.
Takıma hiç bir katkısı olamadı.
Kendine gelen tüm topların neredeyse hepsini ezdi.
6 milyon gibi kulüp tarafından tarihi bir bonservis ödenerek alınan bir oyuncunun performansı böyle mi olur? Şuana kadar hiç bir farklılığını göremedik.
Bu kadar yatırım yapılan oyuncudan beklentimiz takıma önemli katkılar sağlamasıydı.
Bu zamana kadar bu katkıyı göremedik.
Umarız ilerleyen haftalarda o arzu ettiğimiz Sikan'ı izleyebiliriz.
Aksi taktirde bu görüntüsü ile Trabzonspor tarihine hayal kırıklığı yaratan bir transfer olarak adını yazdıracaktır.

TÜRK HAKEMLERİ KENDİNE GELMELİ

Sezon başında en azından yabancı VAR'ın mutlaka olması gerektiğini dile getirmiş aksi taktirde Türk hakemleriyle bu ligin tamamlanamayacağı uyarısında bulunmuştum.
Yeni Federasyon Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu ise yola Türk hakemleriyle çıkacağını ve yabancı hakeme karşı olduğunu açıklamıştı. Ama daha ilk haftada başlayan hakem hataları haftalar ilerledikçe doruk noktaya ulaştı. Geldiğimiz noktada sadece yabancı VAR'ın gelmesi kalmadı yıllar sonra bir süper Lig maçında orta hakem olarak yabancı bir hakem düdük çaldı. En sonunda olacağı da buydu.
Federasyon Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu belki iyi niyetle sezon başında Türk hakemlerin arkasında durdu ama üst üste yapılan büyük hakem hataları onun da sabrını taşırdı.
Neden Türk hakemleriyle olmuyor. Bir defa çok yetersizler ikincisi ise büyük takımlardan çekindikleri için adaletli düdükler çalamıyorlar. Ligde geride kalan haftalarda öyle yanlış hakem kararlarına tanık olduk ki bu kadar da olmaz denen cinstendi.
Hadi eskiden VAR yoktu hakemler anlık olarak kararlar verdikleri için bu durumlarını bir yere kadar tolere edebiliyorduk. Şimdi VAR geldi maalesef Türkiye’de bu yanlış hakem hatalarının önüne yine geçilemedi. Şimdi VAR ile birlikte pozisyonlar en ince ayrıntısına kadar tekrar tekrar incelenmesine rağmen yine de büyük yanlış kararlar verilmeye devam etmekte.
Bazen takıma göre de yanlı kararlar verilebiliyor.
Türk hakemlerin kendilerine çeki düzen vermedikleri taktirde düdükleri ellerinden alınmalı. Hiç bir takımın emeği gasp edilmemeli.

İSTANBUL TAKIMLARDAN ETKİLENİYORLAR

Türk hakemliğinin bu kadar kötü bir duruma gelmesinin birçok faktörü var.
Ancak bu olumsuz durumun ortaya çıkmasına Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş kulüplerinin özellikle neden olduğunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz.
Bu kulüpler adeta saatli bomba gibi.
Bu takımlar öyle bir duruma gelmişler ki beklentileri hakemin maçı alıp kendilerine vermeleri. Hakem kendi aleyhlerine en küçük bir hata yapsa adeta kıyameti koparmaktalar. Yöneticiler bir yandan basın mensubu olarak geçinen ancak bu takımların amigoluğuna soyunan gazeteciler bir yandan hakemlere ve federasyona demediklerini bırakmamaktalar. Hakemler de bu yoğun baskının altında ezilirken takdir haklarını bu kulüplerden yana kullanmaya adeta zorunlu bırakılıyorlar.
Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe ile oynayan takımlar çarpılmış gibi oluyorlar.
Hakemler biliyor ki bu takımlardan biri puan kaybettiğinde ne kadar doğru maç yönetmiş olsak ta hedefte olacağız. Bu nedenle göz göre bu takımlar lehine olmayacak yanlış düdükler çalabiliyorlar. İşte bu düzenin değişmesi için yetkililer gereken müdahaleyi yapmalı. Hakemlerin arkalarında durmalılar ve adaletli bir yapının oluşması için ne gerekirse yapmalılar. Aksi taktirde Türk futbolu bu günlerini bile arayacak bir duruma gelecektir. Bundan kaçış olmayacaktır…