Az-çok ekonomi okudum. Ekonomi, rakamlarla anlam kazanır, anlaşılır. Rakamlar üzerinden konuşmayı da en çok ekonomistler sever. Artı ve eksi durumları değerlendirme yaparken de hemen rakamlar üzerinden mesaj verirler.
Böyle bir değerlendirme yapılırken "gerçekçi" olmak gerekir.
Yani, rakamları çarpıtmamak; yani işimize geleni alıp, gelmeyeni görmemezlikten gelmemek gerekir. Gerçekçi ekonomist bunu yapmaz.
Televizyonların haber programları dışındaki yayınlarıyla pek ilgilenmem. Önceki sabah, FOX TV'de "İlker Karagöz'le Çalar Saat" programın da CHP milletvekili adayı, ekonomist Selin Sayek Böke'yi dinlerken içimden; "Bu program bir kaç kez yayınlanmalı..." dedim.
Öylesine gerçekçi, öylesine anlaşılır, öylesine içtenlikli ki...
Tabii ki burda ne CHP'nin, ne de sayın Selin Sayek Böke'nin reklamını yapacak değilim.
Meramım, böylesine ekonomi bilgiyi olan kim bilir daha nice insanımız var.
Bu sadece CHP için değil; diğer partiler için de söz konusu...
İçimden "Böyle değerler varken ülke ekonomisini neden gelip bir yerlerde tökezliyor?" diye sordum.
Sordum ama yanıtını da buldum;
"Ekonomimiz maalesef zaman-zaman ülke gerçekleri gözardı edilip, siyasetçinin yanlış kararlarıyla yönlendiriliyor."
O zaman da çuvallama yaşanıyor. İşe dış güçler karışıyor!
xxx
Temel rakamları bilirsiniz: 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9.
Okuyunuz bu rakamları desem; Sıfır, Bir, İki, Üç, Dört, Beş, ALTI, Yedi, Sekiz, Dokuz... diye seslendirirsiniz.
Tabii ki ardından, "onlar", "yüzler", binler...vb. gelen rakam gruplarını...
Dikkatiniz çekti mi acaba, hangi rakamı güncel yaşamımızda hep yanlış konuşuruz/söyleriz.
Hele de bu yanlışı, ekonomi yönetiminde olan kişilerin söylediğini düşününüz.
Sadece ekonomiyi yönetenlerin değil; TV ve radyo spikerlerinin de aynı yanlışı yapması, aynı hataya düşmesine ne dersiniz?
Nedir o hata/yanlış?
Bir kere yönetimdeki herkes -bilsin/bilmesin- ekonomi üzerine konuşmayı seviyor.
Ekonomiyi bilen rakamları saptırmayı, çarpıtmayı da... Yani, bir terazinin iki kefesi olan ithalat ve ihracat durumu açıklanırken bu iki tarafın artan rakamları ifade ediliyor; "övünme payı" kendine çıkarılıp koltuk kabartılıyor.
Aradaki "ticaret açığı"; yani ihracata karşın ithalat fazlalığı hiç söylenmiyor, belirtilmiyor. Bir tür açıkgözlülük yani...
Diğer yanlış/hata ise; bırakınız siyasetçileri, spikerleri hepimiz aynı konuda ofsayta düşüyoruz. Bundan haberimiz bile olmuyor.
6 rakamını ALTI olarak okur/söyleriz de... İş; 60 rakamına gelince niçin ATMIŞ diye söyleriz?
Daha neler? Rakibimizi borcundan ötürü gözünü korkutacaksak 100 lirayı "yüz milyon lira" olarak söyler; kendimize yönelik olunca "yüz lira" olarak değerlendiririz.
Bu da bir tür açıkgözlülük...
Ekonomiden sınıfta kalan bir toplumuz vesselam.